Türkiye ,
15 Temmuz akşamı adeta sarsıldı. TSK içerisinde ki FETÖ yapılanması darbe
girişiminde bulunmuştu. Neyse ki; TSK'nın büyük bölümünün bu darbe girişimine
destek vermemesi ve Türk Milleti'nin bu terör örgütüne karşı direniş göstermesi
sonucu , bu girişim amacına ulaşamadı.
Buraya
kadar olan kısmı zaten herkes çok yakından takip etti ve yaşananları biliyor.
Asıl sorulması gereken soru ise ; '' bu devirde darbe de neyin nesi? ''
Konunun
uzmanı olan kişiler bu süreci ve sonuçlarını zaten inceleyeceklerdir. Ben ise
olaya farklı bir boyuttan, kendi alanımdan bakmak istiyorum.
Günümüzde
darbe yapmanın araçları da değişmiş. Görüldü ki darbeciler; operasyon
talimatlarını, bilgi akışını, ihtiyaçları ve durum tespitlerini WhatsApp
üzerinden kurmuş oldukları bir grup kanalıyla paylaşıyorlar. Hatta ihtiyaç
duydukları farklı kişileri anlık olarak gruba dahil ediyorlar ve iletişime
geçiyorlar.
Aslında geçtiğimiz
yıllarda Facebook'un , WhatsApp'ı 19 milyar USD vererek satın almasını
anlamamıştım. Çünkü; 1 USD dahil geliri olmayan dijital bir uygulamaydı sadece.
Geliri olmayan bir unsura neden 19 milyar USD gibi çok büyük paralar harcayarak yatırım
yaparsınız? Ama artık daha iyi anlıyorum, stratejik bir satınalma ve marka
değeri...
Aynı akşam
içerisinde farklı bir gelişme ise; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
FaceTime ile bir televizyon kanalına bağlanması ve bu yolla Türk Milleti'ne
darbecilere karşı sokaklara çıkın çağrısıydı. Ve bu çağrı ile herşey değişti...
O an canlı bir Tv kanalının binasına gitme şansı olmayan Erdoğan, FaceTime
yoluyla milleti ile buluştu. Sonuç olarak;
WhatsApp
ile yapılan darbe,
FaceTime
ile püskürtüldü...
Daha önce
yazmış olduğum '' Y Kuşağı Göçmenler '' adlı yazımda, dijital medyaya, sosyal
ağlara ve bunların önemine değinmiştim. Peki bizim siyasilerimiz ne kadar
kullanıyor bu kanalları? Böyle durumlarda, Erdoğan kadar yaratıcı olabilecekler
mi? Yoksa hala dijital dünyayı, herhangi bir etkinlikte çekilen fotoğrafların
paylaşımı olarak görmeye devam mı ediyoruz?
0 yorum:
Yorum Gönder