Erdoğan Doğu
Özellikle
vize, pasaport gibi işlemleri yapmak için yolu Bulgaristan Konsolosluklarına
düşen göçmenler; buralarda işleyişin ne kadar yavaş olduğunu, tüm gün sırada
beklenileceğini, bazen azar işitileceğini ya da tabiri caizse suratı mahkeme
duvarı gibi olan bir memur ile karşılaşacağını, eninde sonunda işlemini yapmak
için aracı firmalara muhtaç kalacağını çok iyi bilir.
Yıllardır
çözümü bulunamayan bu sorun, en son bir yöresel dernek başkanımız
tarafından dile getirilmiş olsa da
maalesef bir bütünlük içerisinde, diğer derneklerin desteğini alamamıştır.
Hatta bu sorunu dile getiren kişiler hep psikolojik baskıya maruz kalmıştır.
Aslında bu
sorun ile o kadar çok karşılaşıyor ki;
bahsi geçen haber bir gecede 15.000 ‘den fazla okuyucu ile bulaşabiliyor. Gerek
işyerimden gerekse mahallemden tanıdığım dostlarım, özellikle telefon ile
randevu konusunda epey müzdarip olmuş durumdalar…
Evde
annelerinin, babalarının tüm gün telefonu düşürmek için çabaladığından
bahsediyorlar.
Böyle göz
ile görünen, herkesin aleni bildiği bir sıkıntı varken, neden bizleri temsil
etmekle yükümlü olan STK’lar daha etkin bir şekilde bu sorunun üstüne gitmiyor?
Konsoloslukların
çalışma prensiplerini, çalışan sayısını, görev ve sorumluluklarını,
denetlemesini yapacak olan tabi ki STK’lar değildir. Fakat böylesi sorunlarda
daha etkin olmaları gerektiği düşüncesindeyim.
Biz
göçmenler yaşayış tarzımız ve yıllarca edindiğimiz kültür ile özellikle devlet
kurumlarında, ‘’vur ensesine al lokmasını’’ deyimini çok iyi yansıtıyoruz. Bu
bizim devlete olan saygımızdan kaynaklanıyor.
Yapılan
uygulamalar yanlış olsa dahi, hakkımız yenmiş olsa dahi pek ses çıkarmasını
bilmiyoruz aslında…
Umarım ki
asli görevi; bu tür sorunlara çözüm üretmek, temsil ettiği halka yol gösterici
model olmak, halk ile kurumlar arasında iletişimi kurmak olan yöre
derneklerimiz, federasyonlarımız, konfederasyonlarımız bu konuda daha etkin
adımlar atıp, çözüm odaklı çalışmalar yapacaktır.
Artık
günümüzde; yılda 2- 3 etkinlik yaparak, dini ya da özel günlerde bir araya
gelerek STK olunmuyor.
Bizzat
halkın içerisine girip, sorunları belirleyip, çözüm anlamında bizler neler
yapabiliriz? Nasıl katkı sağlayabiliriz?
gibi sorulara cevap bulmak gerekiyor. Vizyon ve misyon tanımlarını bu
yönde belirlemek gerekiyor. Aksi takdirde güçlü bir STK olmak mümkün değildir.
3 yorum:
bugune kadar gocmen STK lari hangi sorunla ilgilendi de bu sorunla ilgilensinler, sadece kokteyl parilerinde boy gosterir onlar
Doğuruyu söyleyeni doksan köyden kovarlar sakın uyandırmayın federasyonumuzu sakın ha sabırlarını taşırmayın zaten onlar için koltuk sağlamsa gerisi sorun deil.
Yorum Gönder