Nahit Doğu
Ülkede suyu olmayan köyler var...
İşsizlik yüzünden binlerce genç Batı Avrupa ülkelerine
göçmüş...
Sağlık sistemi içler acısı...
Eğitim fos...
Sıradan vatandaşı birileri DOST mu HÖH mu kavgasına
sokuyor.
HÖH yıllarca Bulgaristan’daki Türklerin temel haklarıyla
ilgili herhangi bir adım atmadı ve sadece elalem işte görsün yöntemiyle oyalama
taktiğine başvurdu. Ancak HÖH bunu yaparken, bugünün DOST yöneticileri HÖH’ün
yöneticileriydi ve bu partiye küçücük bir eleştiri getirenleri dahil düşman
ilan etti. Bu dalgaya bugün DOST’u destekliyor görünen Türkiye’deki göçmen
dernekleri de katıldı. Oysa sivil toplum kuruluşlarının amacı kısır parti
propagandası yapmak değildir.
Hatırlatmakta yarar var; HÖH Türkleri uyuturken Türkiye’nin
Bulgaristan’da görev yapan diplomatları HÖH partisinin temsilcilerinden farklı
görüş beyan edenleri yıllarca yok saydı.
Kısacası senin partin benimkinden iyi değil. Zaten soru da
bu olmamalı. Asıl soru başka.
- Bulgaristan’da Türklerin en yoğun yaşadığı bölgelerde
Türkçe radyo ve televizyon yayını ne zaman başlayacak?
-1984 yılında silah zoruyla verilen Bulgar isimleri nüfus
kütüklerinden ne zaman silinecek?
- Anadili dersleri, seçmeli aldatmacasından çıkarılıp ne
zaman zorunlu olacak?
- Seçim döneminde Türkçe propaganda yasağı ne zaman
kaldırılacak?...
Bu sorularin sayisi hayli fazla ancak cevap vermek
isteyen yok.
HÖH’ün yıllarca başvurduğu oyalama taktiği bugün bizi
birbirimize düşürerek devam ettirilmek isteniliyor. HÖH’ü destekleyen Mehmet ile
DOST’u destekleyen Yusuf arasında bir fark yok. Varsa bile o farkı onların
beyinlerinde şekillendirenler hep aynı siyasetçiler oldu. O siyasetçilere izin
verenler ise bizleriz. Bölünmeyelim aldatmacası ile hep birlikte Türk
toplumunun uyuşuk halde kalmasına yardımcı olduk.
Bölünelim artık!
Parlamentoda kaç milletvekiliniz var hiç bir önemi yok.
Önemli olan o milletvekillerinin icraatları. Önemli olan HÖH’ü destekleyen
Mehmet ile DOST’u destekleyen Yusuf’un aidiyeti ile ilgili beklentilerinin
karşılanması.
Dilde, dinde ve fikirde bölünmeyelim. Birlik buralarda
aranıyor, parti çkarlarında değil. Partinin çıkarı ile Türk toplumunun beklentisi çelişiyor.
Sıradan vatandaşa senin partin benim partim kavgası
yaptırılırken o partilerin yöneticileri siyah camlı otomobillerle Sofya’nın
merkezindeki restoranlarda cirit atıyor.
Çocuğu okulda anadilini okuyamıyor, maaşı elektrik
faturasını ödemeye yetmiyor ama vatandaş DOST mu HÖH mü kavgasına gönüllü alet
oluyor.
Minik şehidimiz Türkan Bebeğin mezarının başında parti
bayrağı ve şapkası kavgası yapabiliyoruz ama kimse Türkan’ın adının bir sokağa
verilerek neden yaşatılmadığını sormaz.
Yaşasın bizim parti.
0 yorum:
Yorum Gönder