ÖMÜRLÜK İKTİDARLARA DEĞİL, EBEDİ HAKKA SAHİP ÇIKMAK GEREKLİ

27 Mayıs 2012 Pazar |

Erdinç TEKER 


Siyasi partilerin tek başlarına hükümet oldukları ortamlarda doğal olarak diğer kurumlara nüfus etme ve yönetme istekleri de peşi sıra gelir.
Son zamanlarda bunun en iyini örneğini Türkiye’de görüyoruz. 
AKP , meclisteki çoğunluk ile yetinmeyerek tüm kurum ve kuruluşları da bir şekilde yönetme isteğine sahiptir.
Spor kulüplerinden tutun da , köy derneklerine kadar her toplum kuruluşunda iktidar partisinin egemen olma talebi ile karşılaşırsınız.
Ve bu talep de çoğu zaman karşılıksız kalmaz.
Çünkü toplum kuruluşları ayakta kalmak ve proje üretebilmek için devlet ile iş birliği yapmak durumundalar. 
Mevcut iktidar partisi , bu kuruluşlara nüfus etmede eldeki tüm imkanları kullanmış, kendisinin yetemediği yerlerde de iş yaptırdığı kurumları aracı etmiştir…
Netice olarak , maddi yardım alandan karşılık olarak sadakat beklenir.
Bülent Arınç’ın Balkan derneklerini “azarlayan” en son çıkışında bunun bariz bir örneğini yaşadık.
Olayda bahsi geçen kuruluşlar iktidar partisine yaptıkları ziyaretlerde dile getirdikleri talep karşılık olarak böyle bir “diyet” talep etme dürtüsü yaratmıştır.
Oysaki sosyal devletin asıl gayelerinden biri de bu kuruluşları yaşatmak ve projelerini desteklemektir.
Yani bu bir armağan değildir.
Hele hele mevcut bir iktidarın varlığı ile ilişkilendirilecek , varlıkları lütuf olarak görülecek bir mevzunun bahsi asla söz konusu edilemez.
AKP iktidarının başa geldikten sonra Balkan ülkelerindeki icraatları yine bu yine bu çerçevede incelenmelidir.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin başlıca görevleri arasında yurtdışındaki Türklere sahip çıkmak gelir.
Bu durum yazısız anayasamızın teminatı altındadır.
Ve başa gelen iktidarların icraatlarından bağımsızdır.
Ancak bunu suiistimal edenler de mevcut.
Geçmişe girmeyeceğim . Çünkü konumuz bu değil…
Günümüz iktidarının bu alandaki çalışmalarını irdelersek ise tamamen ABD’nin bölgedeki çıkarları ile ortak ve “cemaat” idaresi altına terk edilmiş politika görürüz.
Balkanlardaki Türk nüfusun bir çok ana sorununa karşın , iktidar partisi bölgedeki kendisine dost hükümetler ile işbirliği halinde yürütebileceği projeleri baz almış ve o yönde hareket etmiştir.
Ayrıca bu ülkelerdeki ihaleler de kendisine yakın iş adamlarını daima öne sürmüş ve bunların kazanmaları için bir çok siyasi hak talebi geri plana atılmıştır.
Şimdi burada şu ortaya çıkıyor: Ömürlük iktidarın yanında mı olalım? yoksa Ebedi devletin ve milli çıkarlarımızın tarafında mı kalalım?
İktidarı incitmeyerek, destek çıkarak günlük kazanımlar elde edilebilir.
Ama ya yarınlar ?
Yarınları düşünmeden atılacak her adım aslında varlık sebebimize bir kast ediştir.
Bunu düşünerek hareket etmek gerek…

0 yorum:

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.