SIRÇA SARAYLAR DAĞILINCA
Çok güzeldir sırça sarayları! Muhteşemdir görünüşleri, göz kamaştırır ihtişamlari... Yüksektir kaleleri... Fakat dağılır bazen sırça saraylar, kırılır, küçük,zayıf parçalara ayrılır. O parçacıkları,rüzgâr önüne alır, savurur.Bazıları okyanuslara, nehirlere düşer, timsahlara yem olur gider. Bazıları döner dolaşır, yol arar bulamaz ve böylece kaybolup gider.Bazıları tohum olur, toprağa düşer, ağaç olur ve meyve verir... Sırça sarayların da hikayesi böyle işte!Aslında nekadar da çok insanlara benziyorlar değil mi?Hele de Bulgaristan insanına çok benziyorlar. Sarayları yok insanımızın, fakat saraylar kadar büyük, gururlu ve sevecen sımsıcak bir kalbi var. Çoğu zaman kendisi arayış ve yenilikler peşindedir. Sorgulayan ve ışıltısı hiç sönmeyen gözlerindeki umut hiç tükenmez. Bu kötü gidişat nereye kadar?Ufukta aydınlık belirtisi yok mu?Bünyemize bir hançer gibi saplanan bu cevapsız sorular,geç te olsa adresine ulaşıyor ve ümitli müjdeler taşıyan postacılar bir sülüğün hızınla bizlere doğru ilerliyorlar...Bugün Vedat Murad'a,yanı namı değer Serbest Korkmaz'a,iki kısa soru yöneltme şansı yakaladım,Şumnu'nun Kontes otelindeki arkadaşlarınla gerçekleştirdiği sohbet esnasında.Vedat Murad,intenet dünyasından tanıdığımız bir siyasi savaşcımız,kendisi uzun yıllardır Amerika'da yaşamaktadır.- Bu gidişat nereye? - Yoksa büyük arayış sona mı eriyor?Vedat Murad;- " Ülkemiz şu anda doğru yolu bulmuş ve yavaş yavaş ilerliyor.Tabi ki ,bu süreç kolay bir şekilde tamamlanamaz,fakat bizlerin ve ülkemizin doğru istikamete doğru yürürmeme şansı artık kalmamıştır.AB kriterleri ve NATO'nun yeni misyonu bu süreci mutlaka etkileyecektir. Yeni parti ve örgütler kuruluyor, bunlar iyi olaylardır. Bölünmeyelim derken, kendi insanımızı aldatmak doğru olmaz. Rekabet her zaman faydalıdır. Bence fazla örgütlenmeden bir yarar olabilir,çünkü tek partili sisitemin acı meyveleri hepimizi bıktırdı.Şu anda azınlıkların tüm hakları kazanılmamıştır. Bunu çoğu zaman HÖH koz olarak kullanmaktadır ve halkımızı korkutmaya devam etmektedir. Bulgaristan ve AB ilk önce tam manasıyla azınlıkları tanımalı. Özgürlük doğal hakkıdır insanların. Her vatandaş rahatlıkla kendi etnosunui ve dinini belirleyebilmelidirler. Bir değişim devri yaşanacak. Er veya geç bu olacak. Fakat, daha çabuk olsun ki ,halkımız artık bu çileyi çekmesin.Topluluklar arasında bir birlik olacak, Bulgar, Türk, Ermeni, ne olursa olsun, hiç kimseye hor bakılmayacak." Mevlâna'nın değişiyle; " Gel, ne olursan ol, yine gel ve bizlerle insan ol!" diye tamamlıyorum ben. Unutmayalım ki, özgür insanlar mucizeler yaratabilirler, bırakın insanları özgür olsunlar.
DİĞER YAZILARI............................................................................................................................
Mevsimlerden sonbahardı. Gökyüzünü gelecek yağmurun habercisi koyu, siyah bulutlar sarmıştı. Sanki bir son daha geldi dercesine ağaçlardan dökülen...
2 yorum:
Harika bir yazi Ozlem hanim. Sizi tebrikliyorum.
Tebrik ediyorum...
İnsanımızı esir alan o sulta artık yıkılacak..
İnşallah o günleri görmeyi Allah bize nasip eder.
Yorum Gönder