İva ALEKSANDROVA
Ortodoks inancına göre ölüm tam anlamıyla 40 gün içerisinde gerçekleşiyor. 40. gün ölen kişinin ruhu dünyayı tamamen terk ediyor. Parlamentonun kuşatıldığı o gün protestolar 40. gününe ulaştı. Ve o gün Bulgaristan devriminin ilk kanı döküldü. Yaklaşık bir aydır meclis önünde devam eden hükümet karşıtı gösterilerde ki gerginlik patlak verdi.
PARLEMENTONUN ÖNÜNE BARİKATLAR KURULDU
Yeni bütçe mecliste oylanırken, binler yeniden meclisin önünde toplandı. Binler parlamento binası önünde toplanmış evet oyu kullanacak milletvekillerini protesto ediyorlardı. Gece saat 20 civarı polis eylemcilere saldırmaya başladı, eylemcileri dağıtıp meclisin önündeki insan zincirini milletvekilleri için açmaya çalıştı. Fakat polis zinciri kıramadı, binler arka arkaya gelmeye başladılar. Binler sakin bir şekilde parlamentonun önüne barikatlarını kurdular, bir süre sonra bulundukları yerleri yaşam alanına çevirdiler. Uyku tulumları ve yemekler geldi. Hatta telefonları bile şarj edebiliyorduk.
POLİS EYLEMLERE VAHŞİCE SALDIRDI
Başbakan tansiyonu düşürmek için itidal çağrısı yaptı. İçişleri Bakanı ise polisin sert müdahale etmediğini söyleyerek polisini savundu. Daha sonra gelen raporlarda ortaya çıktı ki 10 kişi eylemlerde yaralanmıştı. Uzunca bir zaman eylemlere yer vermeyen uluslararası medya bile polisin sert müdahalesini gösterdi. Ve sonunda polis sert müdahale etti ve binanın önünü dağıttı. Sert müdahalenin ardından içeride de tansiyon arttı. Çatışmalardan sonra Sendika Konfederasyonu eylemleri desteklediğini açıkladı ve erken seçilmelere gidilmesi için çağrı yaptı. Ama asıl ilginç olanı sendikaların protestolarda yer almaması. Bulgaristan’ı ziyaret eden Avrupa Birliği Adalet Komisyonu Üyesi Vivienne Redding de aynı zamanda gösterileri desteklediğini açıkladı.
Birbirinden renkli ve yaratıcı sayıları 15-20 bini bulan göstericiler her gün bakanlar kurulunun önünde toplanıyor ve Sofya’nın sokaklarına doğru yürüyüşe geçiyordu. Dans, müzik, posterler, çocuklar, evcil hayvanlar, kahkahalar, umutlu bir gelecek hayalleri hepsi bu eylemlerin bir parçasıydı. Her gün yeni kampanyalar düzenleniyor, renkli dövizler yazılıyordu. Sabahları kahvelerini içmek için parlamento binası önünde toplanıyorlar, akşamları tekrar bir araya geliyorlardı. Konserler, tartışmalar, gençler, yaşlılar, çalışanlar, çalışmayanlar, zenginler, fakirler bir araya geliyor ve tek bir şey talep ediyorlar. “ Mafya Hükümeti İstifa” Hükümet istifa etsin, erken seçime gidilsin ana talepti.
Birbirinden renkli ve yaratıcı sayıları 15-20 bini bulan göstericiler her gün bakanlar kurulunun önünde toplanıyor ve Sofya’nın sokaklarına doğru yürüyüşe geçiyordu. Dans, müzik, posterler, çocuklar, evcil hayvanlar, kahkahalar, umutlu bir gelecek hayalleri hepsi bu eylemlerin bir parçasıydı. Her gün yeni kampanyalar düzenleniyor, renkli dövizler yazılıyordu. Sabahları kahvelerini içmek için parlamento binası önünde toplanıyorlar, akşamları tekrar bir araya geliyorlardı. Konserler, tartışmalar, gençler, yaşlılar, çalışanlar, çalışmayanlar, zenginler, fakirler bir araya geliyor ve tek bir şey talep ediyorlar. “ Mafya Hükümeti İstifa” Hükümet istifa etsin, erken seçime gidilsin ana talepti.
YÜKSEK İŞSİZLİK, YOKSULLUK
Avrupa’da yaşanan ekonomik kriz ülkenin ekonomisini etkiledi. 2011 yılında birçok küçük işletme battı. Genç işsizlik yüzde 30’lara kadar yükseldi. Bulgaristan hâlâ Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında en düşük yaşam standartlarına sahip.
Parlamentonun önünde yaşanan çatışmalarda göstericiler zora karşı direnişlerini ve dayanıklılıklarını kanıtladılar. Şüphesiz talepleri arkasında ne kadar dik durabileceklerini kanıtladılar. Artık hükümetin istifa etmesini görmek isteyenlerin sayısı giderek artıyor.
Gelecek günlerde direniş daha da artacak ve hareket daha da büyüyecek. Hükümetin istifa etmesinin arkasındaki yatan gerçek neden bir sonraki gelecek seçimlerin hayal kırıklığı yaratmaması. Bunun gerçekleşmesi için bu politik sürece geniş bir katılım olması gerekir.
Siyasi partilere katılın, bir kampanyanın ya da organizasyonun bir parçası olun, seçimlerde kim gelirse gelsin baskı yapmaya devam edin. Bizler kendi kişisel işlerimizi üçüncü şahıslara bırakmıyoruz, neden ülkemizin ve bizlerin geleceğini tanımadığımız kimselere bırakalım?
Parlamentonun önünde yaşanan çatışmalarda göstericiler zora karşı direnişlerini ve dayanıklılıklarını kanıtladılar. Şüphesiz talepleri arkasında ne kadar dik durabileceklerini kanıtladılar. Artık hükümetin istifa etmesini görmek isteyenlerin sayısı giderek artıyor.
Gelecek günlerde direniş daha da artacak ve hareket daha da büyüyecek. Hükümetin istifa etmesinin arkasındaki yatan gerçek neden bir sonraki gelecek seçimlerin hayal kırıklığı yaratmaması. Bunun gerçekleşmesi için bu politik sürece geniş bir katılım olması gerekir.
Siyasi partilere katılın, bir kampanyanın ya da organizasyonun bir parçası olun, seçimlerde kim gelirse gelsin baskı yapmaya devam edin. Bizler kendi kişisel işlerimizi üçüncü şahıslara bırakmıyoruz, neden ülkemizin ve bizlerin geleceğini tanımadığımız kimselere bırakalım?
GÖSTERİLERİN KISA TARİHİ
Gösteriler 14 Haziran’da Milletvekili ve tartışmalı medya patronu 32 yaşındaki Delyan Peevski’nin Milli Güvenlik Ajansı’nın başına atanmasıyla başladı. Adaylığın onaylanmasından dakikalar sonra sağanak yağan yağmur damlaları gibi binlerce insanın bir araya gelip kararı protesto etmesi rüya gibiydi. Hazırlıksız yakalanan hükümet, Delyan Peevski’nin atanmasının halkın kararı olduğunu ve Peevski’nin bunu hak ettiğini söylediler. Ve bu söylem de herkesin sinirlerini bozdu. Gösteriler her gün daha da keskinleşti ve katılımı her geçen gün arttı. Yapılan anket sonuçlarına göre halkın yüzde 85’i gösterileri destekledi.
Çeviren:
Özlem TEMENA
www.counterfire.og
0 yorum:
Yorum Gönder