Ayşe inge, welcome to the new world order!

5 Mayıs 2014 Pazartesi |

Mehmet ALEV

ŞU İNGİLİZCE VAR YA…
Şu İngilizceye bayılıyorum, vallahi. O da dil işte, senin benim dilim gibi. Ama dünya hükümdarlığına soyunmuş, gidiyor alimallah.

İtalyancasını, Latincesini de solladı. Bir zamanların o meşhur Frenkcesini de gözlerimizin önünde tuşladı.

Ben bunu bizim mahalle çocuklarından anlıyorum. Türkçe nerde, ana dili nerde? Bu arada Bulgarca da sıkıştırılıp kaldı. Oyun oynarlarken bir çok hallerde " bir, iki " diye saymak yok. Hep bir takım: "uan, tu, tra…" 

Bu arada "Pazartesi, Salı " da kalktı ortadan. Ayların adları da ona göre…
Haydi, çocuklar neysem ne. Geçenlerde komşumuz Fatma hanım bizim sokaktan geçerken:

-Hellooo!- diye bir selam patlatmasın mı. Ona nasıl karşılık vereceğimizi de şaşırdık.

-Neymiş o be Fatoş, halla hulla?

O da bir hazır cevap:

-Selam be kuzum, İngilizçe,"Merhaba!" oluyor. Bütün dünya "Hello"ya geçti. Siz hala:"Halla, hulla"dasınız… Zamana ayak uydurun bakalım, göreyim sizi.

Düşündüm kaldım. Okulda anneler anadilimiz varken bu dili niye tercih ediyorlar?!. Neymiş be: İngilizce harflerle, Türkçe mektup da yazabileceklermiş çocuklarımız. Hatta okul müdürleri bile böyle bir tercihi cani gönülden destekliyorlarmış…

Ne var ki, şu İngiliz alfabesini düşünenler bir kaç küçük hata yapmışlar: Onlarda ne "I" ne "Ü" ne de "Ö" var! Bize göre, daha başka eksiklikleri de olabilir. Örneğin: " Bir taş attım" cümlesini İngilizce harflerle yazacak olursak: Bir tas attim! Olacaktır.

Kafanız hiç karışmadı mı? Atılan "taş" mı, "tas" mı?
Ve atılan neyse kimin başına isabet etti?

0 yorum:

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.