Y Kuşağı Göçmenler

23 Ocak 2016 Cumartesi |

Erdoğan Doğu

Değişen dünya ile beraber, yönetim stratejilerinin de değişmesi olağan bir durumdur. Özellikle, internetin hayatımıza girmesi ile beraber bu değişim süreci daha hızlı ilerlemektedir. Kurumsal firmalar, büyük işletmeler bu süreci yakından takip ederek değişime ayak uydurmaya çalışmaktadır. 

Peki ya siyasi partiler ve STK’lar?
Açıkçası işletmelerde ki bu değişim, siyasi partiler ve STK’larda aynı hız ile ilerlemiyor. Başarının; üye sayısı ve sinerjinin devamlı korunması, giderek artması olarak görürsek, yeni üyelerin kazanımı, mevcut üyelerin korunması ve etkili iletişim burada önem kazanmaktadır.
Yeni üyelere ulaşmak;
Yeni üyelerin kazanımı , yıllar sonrasında da var olmak için siyasi partiler ve STK’lar için önemli bir unsurdur. Yeni üye profilinin %80’inin  gençlerden oluşacağını varsayarsak; bu genç profile nasıl ulaşılır ve bu gençler nasıl kazanılır?  Sorusu aklımıza gelmektedir.
İşletme Yüksek Lisans tez konum olan’ Y Kuşağı’ , insan kaynakları, işletme yönetimi ve stratejik yönetimin konularından biri olmuş durumdadır. Bu konu her ne kadar yeni olsa dahi, birçok araştırma ve makalenin de konusu olmuştur. O nedenle yeni üyelerin ve gençlerin kazanılması için Y Kuşağını iyi analiz etmek ve onları anlamak gerekir. Onları anlamadan ve onlara hitap etmeden gelecek için yapılan uzun vadeli planlar başarılı olamayacaktır.

Nedir bu Y Kuşağı?
Literatürde 1980 ve 2000’ li yıllar arasında doğan ve bu yılların tipik özelliklerini, değerlerini yansıtan kişilere Y Kuşağı nesli denilmektedir. Şu anda çalışma hayatının %58 ‘ini oluşturarak işletmelerin dikkatini çekmişlerdir. Özellikle, teknoloji ve internet ile büyüyen bu nesil kendinden önceki nesillerden farklılık konusunda ciddi bir şekilde ayrılırlar.
Y Kuşağı’nın karakteristik özellikleri;
Sabırsız olmaları
Yönetime katılma isteği
Her işi pratik yollar ile yapma isteği
Erken kariyer beklentisi
Gereğinden fazla tüketim
Teknolojiyi iyi kullanmaları
Adalet beklentisinin yüksek olması ve adaletsizliğe tepkinin fazla olması
Değişime açık olmaları 
Sadakat duygusunun daha az olması ve hiyerarşik düzene karşı durma isteği
Gibi özellikleri sıralayabiliriz. Bu yaşlarda çocukları olanlar bu yazımı daha iyi anlayacaklardır. 
Teknolojiyi iyi kullanıyor olmaları, internetsiz bir hayatı düşünemiyor olmaları bu nesle; gazete, sıkıcı tartışma programları, televizyon haberleri ya da katılımcılarının çoğunun kendilerinden yaşlı olduğu  etkinlikler  ile ulaşmanızı mümkün kılmaz. Örnek olarak;
10.000 üyesi bulunan bir STK ;  10.000 beğenisi ya da takipçisi bulunan bir paylaşım sitesinden, sosyal medya organından daha etkili olamaz. Bu nedenle artık yeni bir tanım ile karşı karşıyayız, Sosyal Medya Okur Yazarlığı …
Her okur yazar , sosyal medya okur yazarı olamaz. İsterseniz bir işletme, isterseniz bir siyasi parti ya da bir STK; eğer yöneticileriniz ya da karar vericiler iyi bir sosyal medya okur yazarı değilse bu konuda eksiksiniz demektir. Yanlış aldığınız stratejik bir karar, bir olay, bir görüntü ya da bir söylem başınıza büyük bir bela almak için sosyal medyada yeterlidir. Çünkü yapılan bir paylaşımı geri döndürmeye ya da paylaşımını durdurmaya gücünüz yetmeyecektir. Devlet olsanız dahi… 
Artık Bursa’da bulunan Bulgaristan Konsolosluğunda sırada beklemiyor bu nesil, zile basmaktan korkmuyor. Sen tek başına gelmişsin nasıl anlaşacaksın? Bulgarca biliyor musun? Diye soran yanında ki kadına; Türkçe bilmiyorsa İngilizce konuşurum diyor. Google Earth’ a girip köyünü geziyor. Facebook ile Kırcaali Belediye Başkanı’nın duvarına; ‘’Bizim köydeki yolları ne zaman yapacaksınız acaba?’’ diye sorabiliyor. En kötüsü ise aslında sizi hiç gündemine almayabilir ve farklı şeylere ilgi duyup sizden bir haber ya da etkinlik gelmesini engelleyebilir. Artık dijital vatandaş olma yolundayız…
Şimdi daha fazla geç kalmadan, bu kuşağa ulaşmak , bu kuşağa dokunmak zamanıdır. Onları yönetmeyi değil yönlendirmeyi tercih ederek.

0 yorum:

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.