Bu sene biz Bulgaristan’dan elektrik alacağız ama seneye Bulgaristan bize elektrik satacak

9 Ağustos 2010 Pazartesi |



Kırmızı Kalem

Takla Atan Kelimeler
Siyaset dünyasının en ilginç tarafı belki de siyasetçilerin söz söyleme sanatındaki becerilerini takip etme heyecanıdır. Topu topu 29 harften meydana gelen güzel Türkçemizi kaşla göz arasında öyle bir hale getiriyorlar ki zavallı harfler nerede duracağına daha karar veremeden bir bakıyorsunuz yep yeni kelimeler icad edilmiş. Bir akşam televizyondan dinleyip, “ Yerden göğe kadar haklı vallahi” dediğiniz siyasetçinin sözleri, ertesi akşam dinlediğiniz öbür siyasetçinin sözleri ile beyninizi allak bullak ediyor.

Ak olduğuna kesinlikle emin olduğunuz bir konu, öylesine ince bir üslupla kara oluveriyor ki siz bile şaşırıyorsunuz. Kelimelere takla attırma sanatı, aslında siyasetçilerin gündemde kalabilmek için başvurdukları en etkili silahlarıdır. Yılların kurt politikacısı Süleyman Demirel’in Türkiye’nin Bulgaristan’dan elektrik alınmasına karşı gösterilen tepkiler üzerine söylediği,” Bu sene biz Bulgaristan’dan elektrik alacağız ama seneye Bulgaristan bize elektrik satacak” özdeyişindeki anlamı kaç yıl sonra anlayabildik? “Yolların yürümekle aşınmayacağı “sözünün dilimize sakız gibi yapıştığı dönemlerde “Altı kızaran kadayıfların” ne olacağı endişesini taşıyorduk. “Dün dündü, bugün, bugün”.

Kara kelimesine itibar etmez, oğlanı adamdan saymazdık ama Karaoğlan kelimesinin etrafında kenetlenip Bülent Ecevit’i iktidara taşıdık. Diyeceğim o ki, kelimeleri yerli yerinde kullanmak kadar onları bir araya getirip hafızalardan silinmeyecek anlamlar yüklemek te bir sanat. Bozguna uğrayan askerlerimiz için “geri harekat yaptılar” demek ile, öldürülen teröristler için “etkisiz hale getirildiler” kelimelerini kullanmak bir iletişim ustalığıdır. Fırça atan siyasetçi “sert konuştu”, fırça yiyen siyasetçi “sert bir dille uyarıldı” olur güzel Türkçemizde. Cumhurbaşkanımız Başbakanı “kabul eder”, Başbakanımız Cumhurbaşkanı ile “görüşür”. Aslında yapılan bir toplantıdır. Ankara’ya deniz getireceğini söyleyen siyasetçiye inanan bizler, elbette ki iki anahtar vaadine de sessiz kalamazdık. Çünkü bütün bu vaadlerin arkasında sıra sıra dizilmiş süslü kelimeler vardır. Kelimeler süslenince anlamlarını da, hedeflerini de önemsememe gibi bir hastalığımız var maalesef. Ödünç oylarla iktidar hayalini kuranların hayallerini gerçeğe dönüştüren bizler, bir sonraki seçim dönemine kadar geçen zaman içerisinde yapılan bütün olumsuz icraatları da seçim meydanlarındaki süslü vadeler sayesinde görmezlikten gelebiliyoruz. Kısacası dostlar, Siyaset, kelimelerle güzelleşiyor galiba. Kötüleştiği gibi…

Beyaz Gazete

0 yorum:

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.