Kimlerin Cumhur,muhtar ve meclis üyesi olacağı pazartesi günü belli olacaktır.Gönül ister ki devletimizin başına beraberliğimizi ve refahımızı sağlayacak saygın bir kişilik geçsin.Etnosumuzun pragmatik düşünceye sahip olanları şimdi bütün adayları elekten geçirirken,idealist ve hayalperestler ise siyasi idollerin iki dudağının arasına bakmaktadırlar,ya da kandaşımızdan yana tavır koymaktadırlar.Eğer yıllar öncesi özgür ve bağımsız bir şekilde kendi siyasi oluşumumuzu demokrasi arenasına çıkarabilmış olsaydık,bugün ki kargaşada Bulgaristan'a Türk Cumhurbaşkanı kazandırabilirdik.
Çaresiz ve elleri bağlı olan sözde "liderlerimiz" patronaj katına sadık kalmayı tercih ediyorlar,kendilerinin tek amacı vardır,o da beraber barış piposu tüttürmeye yanaşmadığımız asimilasyon jenositçilerine destek çıkmak.Bu seçimler bir ders niteliğindedir,çünkü Bulgar etnosun azınlığı Türk adaya oy verecek,fakat Türk etnosun çoğunluğu Bulgar adayları tercih edecek Daha fazla izaha ve yoruma gerek görmüyorum...
Bazı muhtar adaylarımızın seçim öncesi konuşmalarından anlaşılıyor ki,bunların hepsi "şu dağları ben yarattım" modunda.Yeni muhtarlarımıza tek tavsiyemiz; yandaş ve yalaka takımını kayırmamaları ve unutmasınlar ki,onları bu koltuklara kompromatlar kralı oturtmuştur.Her şeyden önce ,onlardan kendisine itaat ve hizmet beklenmektedir.
Neden acaba yalnız Türkler en çok ajan muhtar adayını hakediyor?Neden acaba çoğu meclis üyemiz çeyrek asır öncesinin nomenklatür listelerinden oluşuyor,ya da onların çocuklarından?Sanırım bunun sırrını çözdüm!Hayat boyunca koltuklarına yapıştırılmış olan bu zatlar, kapalı kapılar arkasında genç muhtarlara ve yandaşlarına "Ömür boyu tatlı hayat" masalını fısıldıyorlarmış.Bir elimde cımbız,bir elimde ayna,garibanların öteki dünyası kimin umurunda...
.
0 yorum:
Yorum Gönder