Bulgaristan’da sosyalist rejiminin çökmesinin ardından...

29 Ağustos 2012 Çarşamba |

YIL 1990, aylardan haziran. Bulgaristan’da sosyalist rejiminin çökmesinin ardından ülkede ilk özgür genel seçimler yapılıyor ve ben gazeteci olarak Sofya’dayım.

Demirperdenin yıkıldığı Bulgaristan ilk kez yabancı gözlemcilere ve gazetecilere kapılarını açmış durumda. Bu yüzden başkent Sofya yabancı gazeteci kaynıyor. Dışarıda insanlar ekmek ve yağ kuyruğunda. Kuyruktakiler fotoğraf çeken gazetecilere ya öfkeyle bakıyorlar ya da açıkça tepki gösteriyorlar. 

10 Haziran seçim günü Türklerin yoğun olduğu Kırcaali’de seçimleri izlemenin daha ilginç olacağını düşünerek, trenle Sofya’dan Filibe’ye hareket ettim. Kompartımandaki Bulgar yolcular, benim bir Türk gazeteci olduğumu öğrenmekten hiç memnun kalmamışlardı. Türkiye’nin bile izlediği bir ülke konumuna düşmenin onurlarına dokunduğu duygusunu veriyorlardı kinayeli konuşmalarıyla. 

Filibe’de bir Türk taksici tutup Kırcaali’ye gittim. Birleşmiş Milletler gözlemcileri dışında kentte tek yabancı gazeteciydim. “Seçimleri izlemeye bir Türk gazeteci gelmiş” haberini duyan Kırcaalili Türkler oy verilen okulun bahçesinde etrafımı çevirmişlerdi. Sayıları giderek artan, üstleri başları dökük o insanların bakışlarını halen unutmuyorum. Korku dolu yüz ifadeleri, çok kötü bir felaketten çıkmış olmanın sırrını taşıyordu. “Kurtulduğumuza bir türlü inanamıyoruz” der gibi bir halleri vardı. Ağzında dişleri eksik, avurtları çökmüş yaşlı bir teyzenin anlattıkları, 22 yıl sonra bugün Almanya’daki sünnet yasağı tartışmalarıyla yeniden hafızamda canlandı. 

Baskıcı Todor Jivkov yönetimi 1989’da ülkede yaşayan Türklere karşı yoğun bir asimilasyon politikası başlatmıştı. Türk isimleri Bulgar isimleriyle değiştiriliyordu. Sünnet yasaklanmış, Türkler zorla göçe zorlanıyordu. Bu karanlık dönemde polisler Türklerin yaşadığı köy ve mahallelere gece ani baskınlar düzenlermiş. Yaşlı, genç, çocuk demeden hepsini bir meydana topladıktan sonra erkek çocukların gizlice sünnet edilip edilmediğini kontrol ederlermiş. 

Almanya’da kamuoyu araştırmalarına göre halkın büyük çoğunluğu sünnet yasağından yana. Yasağı savunanların 23 yıl önce demir perde ülkesi Bulgaristan’da yaşanan sahnelerin, birebir olmasa bile, Almanya’ya taşınacağını bilmeleri gerekir. Sünnet yasağı durumunda doktor ya da komşu ihbarıyla Alman polisler erkek çocukların başka bir ülkede sünnet edilip edilmediğini kontrol etmek zorunda kalacaklardır. Almanya ne bu tür sahneleri kaldırır ne de böyle bir imajı hak ediyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.