“Hooov” demeye devam mı?

15 Eylül 2012 Cumartesi |


Otomobil icat olduğunda ufak atölyeler tarafından, sadece zenginler için üretiliyordu. Henry Ford’un ilk T modelini piyasa sürmesi, yani seri üretime geçmesi ile birlikte orta gelirli aileler de otomobil sahibi olmaya başladı. Yalnız ortada bir sorun vardı : Bu insanlara araba sürmeyi kısa zamanda öğretmek gerekiyordu. Satıcılar tarafından bulunan yol şu oldu : “Araba sürmek, at arabası sürmek gibidir” sloganı ile yola çıkmak. “Çok doğru bir yaklaşımdı” diyor ilk satıcılardan biri, “yalnız bir sorun vardı” diye devam ediyor, “kavşakları dönerken gazdan ayaklarını çekmiyorlar ve ‘hooov’ diye yavaşlaması için arabaya sesleniyorlardı…”
İnsanların uzun bir zaman boyunca edindikleri bakış açısını ,olaylara yaklaşım tarzlarını bir anda yıkmak zordur. Siz her ne kadar hayatlarını toptan etkileyecek bir yenilik getirmiş de olsanız  , onlar buna daha önceki edinimleri ile tepki verirler. Bu siyasette de görülen bir durumdur.
---
Bulgaristan’da komünizm yani korku/baskı yönetim sisteminin sonlanmasından 45 yıl sonra bile gerek siyasiler , gerekse de halkın büyük bir kısmı halen bu rejim baştaymış gibi hareket ediyor. Ülkede bıraktığı acı ve korku o kadar derin ki bilinç altındaki izleri halen silinemiyor... Bu süreçte şüphesiz en çok acıyı Bulgaristan’da yaşayan/yaşamış biz Türkler çektik. Milletimizin inkar edilme çabası ve devamında doğan , ibadetinin yasaklanması , isim değişiklikleri , cenazelerimizin Hristiyan adetlerine göre gömülmesi , öldürülmeler , işkenceler , hapis cezaları… Doğal olarak da bu rejim sona erdiğinde ilk yüzleşecek/hesaplaşacak olan bizlerdik.
Peki sonuç? Bu kirli düzenin sorumluları zaman aşımından dolayı beraat etmek üzere. Asimilasyon döneminde zorla verilmiş isimden kurtulmak istediğinizde mahkemeye isim değiştirme davası açıyorsunuz. İbadethanelerin çoğu yok olmak üzere , virane bir halde. Ve önemlisi orada yaşayanlar halen ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyorlar. Artık demokrasiye geçmiş ,AB üyesi olmuş bir Bulgaristan’da bu sorunların 23 yıldır beri çözülememesinin başlıca sebebi, önceki korkuların ve ondan doğan bakış açısının ve halk gibi  siyasilere de sirayet etmiş olmasından dolayıdır.
---
Bulgaristan Türklerinin siyasi ve sosyal haklarını savunmak için kurulmuş olan HÖH (DPS) kendini her ne kadar  liberal bir parti olarak tanımlasa da söylemlerinde önceki rejimden kalmış bir jargonun hala yerleşik olduğunu görürsünüz. Keza hareket tarzı , olaylara yaklaşımı belli bir mesafe çerçevesindedir.  Komünist rejimin kalışlaştırdığı ve ülkede halen tabu halindeki bazı etmenlere karşı bakış açısı diğer siyasi partiler ile paraleldir. Bahsi açılmışken ülkedeki diğer partilerin siyasi hareket tarzları aynı korkuyu barındırır. Yeni diye ortaya çıkanların başlangıç aşamasında dahi bunun izleri mevcuttur. Korku geçse bile , izini bırakır. Bu izleri silmek ciddi ve kararlı bir hareket tarzı gerektirir. Bir anda aşılması elbette ki mevcut değil ama aradan geçen 23 yıl ve günümüz toplumu ve siyasi hareketlerin olaylara yaklaşımlarda getirdiği farklılıklar, bunun yolunu açmıştır. Gün karar verme anıdır: Ya arabayı, kendi aksanları ile yavaşlatacağız , ya da hala önünde bir at varmış misali “hooov” demeye devam edeceğiz…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

“Hooov” demeye devam mı? evet bu gidiş ile devam...

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.