Kırcaali’nin kurtuluşu değil, işgali…

22 Ekim 2012 Pazartesi |


Kırcaali, 1. Balkan Savaşında, 21 Ekim 1912 tarihinde Bulgaristan askerlerince işgal edilmiştir. “ İşgal edilmiştir” diyorum, çünkü Kırcaali, hemen hemen tamamen Türklerden oluşan bir kasabaydı ve Kırcaali bölgesinde-Doğu Trakya’nın aksine- Bulgar ordusunca kurtarılacak kadar Bulgar yaşamıyordu ve bu bölgede Kurtarılan Türkler değil, katledilen binlerce sivil Türk olmuştur.
Bu katliamların genellikle Bulgar asıllı Domuzciev yönetimindeki ve diğer çeteciler tarafından işlendiği bilinse de, Bulgaristan düzenli ordusunun, işgal ettiği Kırcaali bölgesinde yaşayan Müslüman Türk veya Pomakların can güvenliğini sağlamak zorunluluğu vardı.
Şimdi Kırcaali’de bir kahramanlık tartışması almış başınıgidiyor… 21 Ekim 1912 tarihinde Kırcaali’yi işgal eden Bulgar ordusunun komutanı Vasil Delov mu, yoksa Kırcaali’ yi işgalden koruyamayan garnizon komutanı Ali Yaver Paşa mı? Bence her ikisi de Kırcaali’yi koruyamamıştır…
Koruyamamıştır, çünkü 2. Balkan Savaşında Jon Türklerin yönetimine geçen Osmanlı ordusuna Büyük Batılı devletlerce Meriç’in batısına geçmeme şartıkonulmuştur. Bu şart konulmasa Jon Türklerin nerede duracağını hiç kimse kestiremezdi: Kırcaali’nin ötesi mi, berisi mi?..
Ancak bu Batılı Büyük devletlerinin baskısına rağmen, Eşref Kuşçubaşı(Sencer) ve Süleyman Askeri yönetimindeki 16 subay ve 100 askerden oluşan bir grup düzenli ordudan ayrılarak Meriç’in batısına geçmiş ve halktan yeni bir ordu kurarak, 19 Ağustos 1913 yılında Domuzciyev çetesini de bertaraf ederek Kırcaali’yi işgalcilerden kurtarmışlardır. Böylece Kırcaali, içinde Dedeağaç, Gümülcine, İskeçe, Paşmaklı’nın da bulunduğu ve 31 Ağustos 1913 tarihinde kurulan Batı Trakya Türk Cumhuriyeti topraklarının içinde yer almıştır. Bu Cumhuriyet’i halk o kadar desteklemiştir ki, ordusu 30 bine kadar ulaşmıştır.
Ancak yine Batı devletlerinin baskısıyla Osmanlı devleti, Kırcaali’yi Bulgaristan’a bırakan 29 Eylül 1913 tarihli İstanbul antlaşmasınıimzalamıştır.
Yeni kurulan Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nin üstüne Osmanlıdevletinin baskısı da eklenince, Cumhuriyet, kendisini 25 Ekim 1913 tarihinde lağvetmek zorunda kalmıştır.
Kırcaali, Bulgaristan sınırları içine 21 Ekim 1912’de değil, 25 Ekim 1913 tarihinde savaşsız eklenmiştir.
Bugün Kırcaali Belediye Meclisinin Bulgar üyelerinin milliyetçilik kokan bir teklifi var, o da Kırcaali’yi işgal eden Vasil Delov’a fahri hemşerilik verilmesi… Ancak Türklerin çoğunlukta olduğu bir mecliste bu sömürge zihniyeti taşıyan bir teklifi onaylaması hayli şaşırtıcı olurdu.
Bunu başaramayan milliyetçi kafalar, bu sefer Kırcaali’ye yeni yapılan parklardan birisine Vasil Delov’un adının verilmesini teklif etmişler…
Şimdi birileri çıkıp, Kırcaali halkını gerçek işgalden kurtaran ve bölge halkı için kısa dönemde mucizeler yapan Eşref Sencer’in adınıyaşatılması için fahri hemşerilik unvanı veya yeni kurulan parklardan birsinin adını verilmesini teklif etse ve her iki tarafın önerisi kabul edilirse ne olur?
Birileri Vasil Delov parkına gider, diğerleri ise Eşref Kuşçubaşı parkına…
Ve…
Al sana etnik barış!...

7 yorum:

Adsız dedi ki...

direnisci.dogrulari yazdigindan dolayi sizleri tebrik ediyor ve bu dogrultuda yazilarinizin(bulgaristan turklarinin su an bulunduklari durumlarinla ilgili)devamini temenni ederim.1912 yilinda kircaali bolgemizde tek bir bulgar yasamamaktadir.kircaali bolgemiz entrigaci ingiliz diplomatlari tarafindan,muzakere masasinda bulgaristana hibe edilmistir,kircaali bolgemiz savasla alinmamistir.bu gunlerde gundeme getirilen cete basi ,bebek katili delov serefsizi o donemden bu yana gelebilen ,kani bozuklarin uzantilari tarafindan kasitli olarak gundeme getirerek kircaali bolgemizin turkleri ile bir nevi dalga gecmektir amaclari,halkimizi incitmektir gayeleri;yani sunu anlanmasini istiyorlar,biz kircaali bolgesinde turklere muslumanlara toplu katliyamlar yaptik,binlerce koyleri yaktik.aradan yuz yil gecti geciyor,biz,size yine bunun tekrarini yapariz,mesaji verilmek isteniyor.

Adsız dedi ki...

Bence bu olayları daha geniş platformda açık delilleri her yere yayarak tartışmak gerek. Yoksa siyasilerin oy almak için çıkardıkları provokasyon gözüyle bakılacak. Bulgar kökenli vatandaşlardan oy almak isteyenler buna "kurtuluş" diyecek Türklerden oy almak isteyen HÖH ise "işgal" diyecek. Böyle ciddi bir konu siyasi tartışmalarla çözülemez.

Açık delilleri her yere yayarak daha geniş platformlarda tartışılarak çözülebilir.

Adsız dedi ki...

Balkan Savaşı da, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı da hala Bulgaristan'da "kurtuluş savaşı" diye okutulmakta. Justin McCarthy'nin harisında anlatılan Sürgün ve Ölümlerden hiç söz edilmemekte Bulgaristan'da. Ama artık Türklerin bu haritlarla gözünü açma vakti geldi:

www.turksolu.org/385/foto/mccarthy-harita.jpg

Adsız dedi ki...

Bu da bulgarların Türk topraklarını işgal etmekten ve Türk düşmanlığıyla nasıl gurur duyduklarını gösteren bir portredir:

http://prikachi.com/images/629/5573629J.jpg

Adsız dedi ki...

Bulgarlar böyle görüntülerle gurur duyarlar.

http://prikachi.com/images/629/5573629J.jpg

Adsız dedi ki...

http://forum.hunturk.net/bulgarlarin-turk-dusmanligi-5792-ileti39695.html

Adsız dedi ki...

USTRALI, GIROGULARDAN CEVDET MUSTAFA DEVLET MEMURU OLMASINA RAMEN, DELOVU DESTEKLEMEMISTIR, CEZA OLARAK BOLGEDE MILLIYETCI OYUNU OYNAYAN GERB PARTISI, KARDESIMIZI IHRAC EDIP, ISTEN CIKARILMASINA ..., AYNI KADERI DIGER TURKLER DE YASAMISTIR, FAKAT BIZ KIRCAALILILER KOSEOLARINDA, SALMANDA, YENI PAZARDAKI KATLIAMLARI UNUTMADIK,

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.