Göç, Türk tarihinin alın yazısıdır

9 Kasım 2012 Cuma |


İsmail KAHRAMAN

Göç, Türk tarihinin alın yazısıdır. Hep göçmüşüzdür. Orta Asya’dan Anadoluya, Anadolu’dan Balkanlara, şimdi de dünyanın dört bir tarafına iş, aş ve ekmek uğruna göçmüşüzdür. Göçerken arkamıza bakmamış, ata dede diyarını da unutmuşuzdur. Yıllar sonra bu göç tersine dönmüş, Osmanlı döneminde göçtüğümüz yerlerden bu kez Anadoluya ters göç başlamıştır.
   Tarih boyu en büyük göç dalgası, 1853 Kırım savaşları, 1877-1878 Osmanlı Rus savaşları(93 Harbi), balkan savaşları, birinci cihan harbi ve Cumhuriyetin kurulmasından sonra nüfus mübadeleleriyle yapılmış milyonlarca insan yerini yurdunu terk ederek Anadoluya göçmüşler, Anadolu’da ki azınlık da Yunanistan’a gitmiştir.
    1989 BULGARİSTAN GÖÇÜ UNUTULMAMALI
   En büyük göç dalgası 1989 yılında Bulgaristan’dan gerçekleşmiş, 300 bin soydaşımız Anadoluya göç etmek zorunda kalmışlar. O yıllarda yaşanan göç dramı çoktan unutuldu. Aslında unutmamak ve tarihten ders alarak o yılları ve çekilen çileleri hatırlamak gerekiyor. 89 zorunlu göçünü bütün boyutlarıyla yaşamış gazeteci ve belgeselci olarak göç ile ilgili belgesel çekerek Devri Alem programımızda yayınlayarak gündemde tutmaya çalıştık. Zorunlu ve kanlı göç belgeselinde konuştuğumuz bazı canlı şahitler ebedi aleme intikal etti. Göç belgeselimiz bu bakımdan önemli bir belge olarak kalacak. Göçler tarihine canlı şahitlik yapacaktır. 
TRT’DEN PROGRAM ÇEKİMİ
Önceki gün Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) den önemli bir ekip bizleri gazetemizde ziyaret ederek TRT Avaz adına Türkiye’nin Renkleri ve Sesleri programında konuk edip çekimler yaptı. Haftalık olarak yayınlanan ve göçleri işleyen bu program Cumartesi günü gündüz 16.05 gece ise 01.20 saatlerinde yayınlanmakta. Necla Erol ve Mine Erkan’ın yapım ve yönetmenliğinde yayınlanan programda Belgesel görüntü arşivlerimizden görüntüler alınıp, Bizimle de uzun bir söyleşi yapıldı. Söyleşide Göçle ilgili 1989 yılında ki yaşadıklarımızı anlatıp Bulgaristan bölgesinde çektiğimiz belgesel ile ilgili ayrıntılı bilgiler verdik.
   1990 yılına kadara kapalı rejim olan ve hiçbir gazeteciye Bulgaristan’da çekim izni vermeyen Bulgar Devlet yöneticileri Sosyalizmin çökmesinden sonra 1998 yılında Bulgaristan’da ki Kültür eserleriyle ilgili ilk kez belgesel çekim iznini alıp Bulgaristan’a gitmiştik. Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da başladığımız belgesel çekimlerimize sırasıyla Filibe, Kırcaali, Koşukavak, yukarı Cuma, Haskova, Köstendil, Kızanlık, Harmanlı, Şıpka, Eski Zara, Siliven, Karnobat, Şumnu, Dobruca, Rusçuk, Silistre, Deli Orman bölgesi, Plevne, Vidin, Ziştovi, Razgrad, Montana ve bir çok Bulgaristan’da ki köy ve kasabayı gezerek Türklerin hayatı ve burada ki Türk eserleriyle ilgili ayrıntılı olarak çektiğimiz belgeseller bugün bir çok TV kanalında halen yayınlanmaya devam ediyor.
   Çektiğimiz bu belgesellerin bir kısmını TRT ile de paylaşarak kültür ve medeniyet tarihimize hizmet ettik.

http://www.gebzegazetesi.com

2 yorum:

Adsız dedi ki...

sağolun hızmetınız çok buyuk ve anlamlı bızler gurur duyduk .emeğinize yureyınıze sağlık anlamlı ve değerli belgeselleri mutlaka ızlıycez

Adsız dedi ki...

Lütfen imlaya dikkat edelim: Bulgaristan'da ki = Bulgaristan'daki; burada ki = buradaki vb.

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.