Balkan Yarımadası ülkelerinden Bulgaristan, azınlıklara özellikle Türk azınlığına toleranslı, yani hoşgörülü davrandığı gerekçesiyle bazı çevreler tarafından örnek gösterilir.
Bu “tolerans”kelimesini ballandıra ballandıra kullanan partilerden birisi de Bulgaristan’da faaliyet gösteren sözde Hak ve Özgürlükler Hareketi(HÖH) partisidir.
Bilindiği gibi Balkanlar’ da yaşayan Türkler için, en önemli konulardan birisi, Türkçe eğitim konusudur…
Türk azınlıklarına karşı “toleranslı” olmayan diğer Balkan Yarımadası ülkelerindeki Türkçe eğitim konusuna bir göz atalım:
3 milyon nüfuslu Arnavutluk’ta çok az Türk yaşamasına rağmen 12 Türkçe eğitim veren okul bulunmaktadır…
2 milyon nüfuslu Makedonya’da 100 bin civarında Türk yaşamaktadır ve devlet okullarında Türkçe eğitim verilmektedir. Ayrıca Üsküp, Gostivar ve Ohri ile Stuga şehirleri arasında olmak üzere, Yahya Kemal adını taşıyan üç Türk koleji bulunmaktadır. Gostivar gibi Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde ise, Türkçe resmi dildir…
4 milyon nüfuslu Bosna- Hersek’ de çok az Türk yaşamasına rağmen onlarca Türk okulu, hatta bir de Türk Üniversitesi bulunmaktadır.
2 milyon nüfuslu Kosova’da Priştine ‘de iki ve Prizren’de bir olmak üzere toplam üç Türk okulu vardır. Kosova’da Türkçe, resmi dillerden birisidir.
11 milyon nüfuslu ve 200 bin Türk’ün yaşadığı Yunanistan’ a gelince, Bulgaristan ile AB üyesi olduğu için daha bir özel araştırma gereği duydum. Bu konuda Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği( BTTÖB)’ne yazı yazdım ve onlar da sağ olsunlar, 350 sayfa içeren Türkçe eğitim konusunda bir mücadele destanı göndermişler…
Her ne kadar çeşitli zorluklar çıkarılsa da, Yunanistan’da İlköğretim çağındaki Türk çocuklarının neredeyse tamamı eskiden Türk Okulları, daha sonra resmi olarak“Azınlık Okulları”na çevrilen ve sayıları yüzlerce olan okullarda eğitim almaktadır. Bu Yunanistan’daki “Azınlık Okullarında”, haftada 7 saat Türk Edebiyatı ve Dili, 3 saat Matematik, 3 saat Din, 2 saat Tabiat Bilgisi dersi, toplam 15 saat Türkçe olarak veriliyor.
Ayrıca Gümülcine’de Türkçe eğitim veren Celal Bayar Lisesi ve yine Türkçe eğitim veren İskeçe Muzaffer Salihoğlu Lisesi bulunmaktadır. Yunanistan’da Müslüman çocuklarına dini eğitim veren Medreseler de bulunmaktadır.
BTTÖB gönderdiği 350 sayfalık destanda, Yunanistan’da yaşayan Türklerin, Türkçe eğitim konusundaki mücadelerini tarih tarih belirtilmiş olup, uluslararasıantlaşmalardan doğan haklarını korumak için yaptıkları eylemleri, boykotları tek tek belgelemişler… Bu mücadeleye öncülük eden Sadık Ahmet ve diğer politikacıları da saygıyla anmaktadırlar…
Görüldüğü gibi, Yunanistan’daki Türkler, Türkçe eğitim konusundaki haklarını korumaya devam ediyor…
Şimdi“toleranslı” Bulgaristan’a dönelim:
8 milyonluk Bulgaristan’da, 1 milyon Türk’ün yaşamasına rağmen, Mastanlı ve Şumnu’da olmak üzere sadece dini eğitim veren iki İmam Hatip Lisesi bulunmaktadır. Türkçe laik eğitim veren hiçbir okul bulunmamaktadır. İlköğretim çağındaki çocuklar için, Türkçe seçmeli ders olsa da, bu konuda çeşitli zorluklar çıkartılmaktadır. 1992 yılında Türkçe eğitim gören çocuk sayısı 100 bin civarındayken, bu sayı 2013 yılında 8 binlere inmiştir. Üstelik 1992 yılından beri Türkçe ders kitaplarıbasılmamaktadır…
Birkaç gün sonra Bulgaristan’daki Türk seçmenlerinin oy verdiği sözde HÖH’ün Olağan Kongresi vardır…
Bu sözde HÖH’ün 2006 yılındaki Kongresine delege olarak, 2010 yılındaki Kongresine ise misafir olarak katıldım. Bu Kongrelerde konuşmacıların hiçbirisi, Türkçe eğitim konusuna değinmemiştir. 2006 yılındaki Kongrede partinin çevresinde “çember”oluşturan şirketler önemli konuydu; 2010 Kongresinde ise, yeni kurulan hükümetin acemiliği söz konusuydu… Türkçe eğitim, konu dahi edilmemişti… Fakat tüm konuşmacılar sözlerini “toleranslı olun”, yani “hoşgörülü olun” sözleriyle bitirdiler…
Görüldüğü gibi sözde HÖH, Türkçe eğitim konusuna hiç değinmeyerek “hoşgörüsünü” göstermiştir!
Birkaç yıl önce sözde HÖH’ün kendi Kırcaali gençlik kolları yöneticisinin evine polis tarafından gece baskın yapılmış, tüm aile dövülerek tartaklanmış; sözde HÖH bu konuda, parlamento da İçişleri Bakanına soru önergesi vermiş, fakat alaylı bir cevap aldıktan sonra, bunu sineye çekerek “hoşgörülü” davranır…
Yine birkaç yıl önce Sofya camisinde ibadet edenler, ATAKA (SALDIRI) partisi yandaşlarıtarafınca dövülmüş; sözde HÖH bunu da parlamentoya taşıyarak İçişleri Bakanına soru önergesi sunmuş, fakat yine alaylı bir cevap aldıktan sonra, bunu da sineye çekerek “hoşgörüsünü” elden bırakmaz…
Bulgaristan’da VMRO, ATAKA (SALDIRI) gibi partiler Türklere karşı aşağılayıcı mitingler düzenlerler; sözde HÖH, bunlara karşı mitingler düzenlemez, “hoşgörülü”davranır, sesini çıkartmaz…
Bulgaristan’da Türklere karşı toplumu kışkırtan ve Türkleri aşağılayan SKAT tv gibi televizyon kanalı yayın yaparken; sözde HÖH, “hoşgörüsünden” dolayı susar…
Sözde HÖH’ün hakkınıda yemeyelim; sözde HÖH, Sesil Duran ve Kibariye’li seçim mitingleri düzenler…
Sözde HÖH açısından… Yaşasın tolerans!
Eskide olduğu gibi, 19 Ocak’ta Sofya’daki NDK'ın (Ulusal Kültür Sarayı) son katındaki 3. salonda yapılacak sözde HÖH’ün Kongresine gideceğiz; kimimiz delege olarak, kimimiz misafir olarak. Bulgaristan’daki delegeler dışında, Türkiye’deki iktidar partisinden muhakkak bir temsilci olacak, Türkiye’ deki bazı göçmen derneklerinin başkanları ve yöneticileri tahsis edilen otobüslere doluşarak Kongrede hazır bulunacaklar, kimisi delege, kimisi misafir olarak; sözde HÖH liderinin konuşmasını, daha önce yazılı olarak verilen metinden takip edecekler. Verilen arada tüm delegelere domuz etli birer sandviç ve ayran verilecek…
Daha sonra sözde HÖH’ün başkanı seçilecek, “kabul edenler”, “etmeyenler”, “çekimser kalanlar”, “oybirliğiyle kabul edilmiştir” denilecek.
Bulgaristan’daki Türklerin sorunları gündeme dahi getirilmeden sözde HÖH kongresi “tolerans”,yani “hoşgörü” ortamında bitecek…
Bu “tolerans” politikasıyla gençler Batı Avrupa’da, erkekler Sofya’daki inşaatlarda gurbette, kadınlar ise cüzi maaşla çalışmaya devam edecek…
Peki, Bulgaristan’daki Türklerin sorunları ne zaman bitecek?
Ak gömleği giyip, meydanlara dökülünce!…
8 yorum:
Ak gomlegi giysekte, O illa kirlececek.
23 yil oldu ak gomlegi ikadikca sarardi ve iprandi.
Kaleminie Eline sağlık Üstad
Eğitim konusu sanırım tüm devlet ve topluluklarda en öncelikli meselelerden olmalı...Ama hoşgörü konusunun toleransları tavizkar olursa sonuçlar da yazılanları doğrular...Sanırım biz Türkiye'de yaşayanlar da bu doğruları görmezden geldikçe ve de desteklemedikçe sorunların çözümüne hakça ve özgülükçü bir hareket ivmesi kazandırmak zor...
Türk düşmanlığı Bulgar kültürünün bir parçası haline gelmiş. Tarihinde, büyük edebiyat yazarlarının eserlerinde hep Türk düşmanlığı var.
http://ajansbkose.blogspot.com/2013/01/bulgaristandaki-tolerans.html
Yazarın son cümlesini bazı yorumcular anlayamamış...
"Ak gömlek", kefen anlamındadır... Yani ölümü göze alıp, meydanlara dökülmek...
Merhaba,
Yarun bende bu kongreye katılacağım.Katılmam beişti
ni çok mutlu etti.Fakat yazıyı okuyunca üzüldüm.Bir eğitimci olarakta türkçenin okunmaması ve şimdiye kadar konuyu iki defa 23 senede çok üzücü.-Kosovadan bir soydaşım bizim türkçe okumamıza hakımızı aramadığımıza güldü ve şunu dem
ŞUNU demişte ;''biz kosovada ki türkler sizingibi bir milyon olsak devrim yaparız dedi''kosovada 60 bin türk vardır.LİSELERİ BİLE VAR.Bizim neden olmasın.Lütfen gereğini yapılsın.
Bu yil haric,her yil Sehitlerimizi anma torenlerinde anadilimiz Turkce egitim verilsin,bulgaristan parlementosunda sikca gundeme getirilsin diye ,diye dilimizde tuyler bitti.Turkce egitim problemimizi ,sectigimiz avrupa parlemento calismalari icin vekillerimize anadilinde egitim meshelemizi orada gundem yaratmalarini ,defalarca soylememize ragmen.hosgoruyu bahane ederek hep sustular.BUyil secimler olacagi icindir ki oy avciligi niyetlerinde dolayi ikide bir dps millet vekilleri anadilde egitim meselesini gundemde tutmalaridir.Ustat Durmus Arda kardesimize yazisindan dolayi Halkimizin,cocuklarimizin adina kendisini yurektan kutlar ve ayni dogrultuda Halkimizi aydinlatmaya devam etmesini temenni ederiz.Mestanli direniscileri,sonsuz saygilar.
Yorum Gönder