Mevlid Kandili ve Kainatın Efendisine (s.a.s) muhabbetin tezahürü Bey’at

21 Ocak 2013 Pazartesi |

Beyhan MEHMET 
Kırcaali Müftüsü

Değerli Din Kardeşlerim.
Mevlid Kandili, İslam takvimimizin “Mübarek gün ve geceler” bölümünde ayrı bir önemi ve müstesna bir anlamı vardır. ’’Mevlid’’ kelime manasıyla , doğum demektir. Yani Hz. Muhammed (s.a.v.)’in doğumu. Altı yüz yıl öncesinde kaleme alınan“Mevlid” eseri de Hz. Muhammed (s.a.v.)’in mucizelerle dolu doğumundan başlayarak, güzide hayatından ve mucizelerinden ebedi bir uslüpla bahseder. Eserin asıl ismi ise “ Vesiletü’n- Necat”, Kurtuluş vesilesidir. Yani dünya ve ahiret,saadet ve bahtiyarlığı (hasenesi) ancak Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ittiba (Bağlılık) ile mümkün olduğunu, eserin yazarı terennüm eder. “Mevlid kandili”nde “ Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.)”in ibretlerle dolu hayatı ele alınır, O (s.a.s) anılır ve anlamaya çalışılır...Hz. Muhammed, İnsanlığa gönderilen son Rahmet elçisidir. O’nun yeryüzüne teşrifleri, islam toplumu için aslında en büyük bayramdır! Nitekim Yüce Allah’ın rıza ve sevgisine nail olmak ancak O’nun (s.a.s) sünnetine uymakla mümkündür. Hz. Aişe-i Sıddika annemizin, Sevgili Peygamberimizi tasvirleri  “O (s.a.v.) yaşayan Kur’an’dır” şeklindeydi. Nazil olan  ilahi mesajları ( vahy)’ı Hz. Peygamber (s.a.v.) tatbik ediyor, katiplerine yazdırıyor, sahabesine ezberletiyor, anlam ve tefsirini açıklıyordu... Hz. Muhammed (s.a.v.)’in kıyamete dek geçerli mucizesi Kur’an, Yüce Allah’ın insanlığa en büyük lütfudur, Hz. Muhammed’in şahsiyetinde inananlara gönderilen son evrensel çağırıdır.
Veladetü’n-Nebiy – (Hz. Muhammed’in Yeryüzüne Teşrifleri)
Hz. Muhammed (s.a.v.) 12 Rabiu’l evvel 571 yılında Mekke-i Mükerreme’de yeryüzüne teşrif ettiler. Annesi Amine, Kainatın efendisini doğum sancıları hissetmeden dünyaya getirmiş, ismini “Muhammed” (Yerde anılan, semada (gökyüzünde) övülen) ismini vermişti. Esasında Hz. Muhammed (s.a.s) İslam tarihinde“Fil olayı” diye bahsedilen olaydan 50 gün sonra yetim olarak doğumuştu.Babasını görememiş! Anasına doyamamıştı. Babası Abdullah doğumundan yaklaşık 2 ay önce, annesi ise henüz kendileri altı yaşındayken irtihal etmişlerdi... Yüce Allah’ın murakabe ve terbiyesinde yetişen ve kurani ifadeyle “En yüce ahlak üzere olan” Allah’ın peygamberi, bütün beşeri ve dünyevi sevgilerin geçici olduğunu, ancak Muhabbetullah’ın....kalıcı olduğunu küçük yaştan itibaren idrak ediyordu. Nübüvvet (Peygamberlik) döneminde de virdi zeban edindiği sözlerden biri: “ İlahi ente maksudi ve rızake matlubi” – Allah’ım maksadımız sensin,sadece senin rızanı umuyorumuz” nidasıydı.Nitekim kamil manada bir İman : “Allah’ı ve Peygamberini canımızdan, malımızdan ve evlad-u ıyalimizden daha çok sevmeye bağlıdır.  Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) “ Allah’a inanan, O’nu çok anan ve ahirette mükafat bekleyenlere Üsve-i hasenedir (En güzel örnektir -Modeldir). Kainatın Efendisi (s.a.v.) Cahiliyye diye isimlendirilen, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, putlara inanıldığı ve yardım umulduğu, alkolün sudan fazla tüketildiği, insan haklarına riayet edilmediği, zinanın ve hırsızlığın işlendiği ve bunlarla beraber pek çok etik olmayan hadiselerin işlendiği dönemi, 23 yıl içinde medeni bir topluma dönüştürdü. O Yüce Allah’ın son elçisi, Rahmet Peygamberidir (s.a.v.). Biz O’nu Ashabtan (Âma olan) Abdullah b. Ümmü Mektum gibi göremedik, Saadet devri diye nitelendirilen O’nun yaşadığı dönemde yaşayamadık, XIV asır sonra, pozitivizm diye nitelendirilen ve maddenin önemli olduğu dönemde...kararlılık ve muhabbetle Hz. Muhammed (s.a.v.)’in saadet kervanına katıldık... Sahabe’nin sevdiği gibi sevmeye çalışıyor, sünnetine ittiba ediyor, tavsiyelerine uyuyoruz. Günde 5 kez yanık yüreklerle “ Eşhedü Enne Muhammeden Rasülüllah” – Şahidiz Hz.Muhammed Allah’ın Elçisidir...diyor, Ezan-ı Muhammediye icabet ediyoruz. Biliyoruz ki “Haydin Namaza ve böylelikle huzur ve kurtuluşa” çağrıları hocalara ve hacılara yönelik değil! Bütün islam toplumunadır. Namaz ise dinin temelidir, müminin mi’racıdır.
14 asır önce Peygamberimizin ( Allah’ın Elçisi s.a.v.) yeryüzüne teşrifleri münasebetiyle, büyük bir ilgi ve muhabbetle tertib edilen “Mevlid Kandili “programlarında “ana tema” ne olmalı? Kanaatimce“Bey’atlerimizi” (Bağlılığımızı) yenilememiz olmalıPeygamberimizin sünnetine bağlılığımızı yeniden gözden geçirmeliyiz. Bey’at ayrıca “karşılıklı sözleşmek” anlamını taşır, bu doğrultuda bir ayeti hep beraber hatırlayalım:   
“Ey iman edenler! Büyük bir ticareti size arz ederim. Allah’a ve Resülüne inanacak, malınız ve canınızla cihad edeceksiniz. Karşılık olarak, günahlarınız affı ve Cenneteki mertebeleriniz olacak”?  Ne dersiniz?
Muhterem Kardeşlerim!
Ahir zaman ümmeti bizlerin Bey’atleri, Peygamberimizin bıraktığı emanetlere sahip çıkmakla olacaktır. Efendimiz (s.a.s) “ Size iki emanet bırakıyorum onlara sıkıca sarılırdığınızda başınıza sıkıntı ve dalalet gelmez, aranıza tefrika girmez buyuruyor,iki emanetin: Allah’ın kitabı Kuran-ı Kerim ve Peygamberinin sünneti (sözleri, davranış ve tavsiyeleridir) olduğunu bildiriyor . Mevlam okumayı anlamayı va hayatımıza yansıtmayı nasip etsin. Efendimiz (s.a.s)  hayırlılar kervanını “ Kur’anı öğrenen (okuyan) ve öğreten (okutan) dir ” şeklinde  tasvir ediyor. Rabbim salihlerle beraber eylesin, hayırlılar kervanında “ Hayırda yarış” nidasıyla –Halkımıza hizmet götürmeyi nasip etsin.Hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim’i öğrenip öğretenlerden eylesin ..
Değerli Dostlar!
Biz İnsanları ve tüm alemi var eden, varlığından haberdar eden, kainata ahengi veren, güneşin planlı- programlı doğup batmasını sağlayan, gece olunca gökyüzünü yıldızlarla süsleyen...Yüce Allah! Biz kullarını seviyor,bahşedilen bunca ni’mete karşılık bizleri sınıyor! Dünya hayatının geçici, ahiret aleminin ise baki olduğunu bildirerek “ dengeleri” oluşturmamızı istiyor. Helale- harama dikkat ederek, adaleti tevzi etmemizi,hiç ölmiyecekmiş gibi dünyalık meşgalelerle beraber, her an dünyaya veda edecekmişçesine ahirete hazırlık yapmamızı istiyor.
Kardeşlerim! Aslında ibadet ve taate bizlerin ihtiyacı var! Huzur ve itminanın ancak Allah’ı anmak, yaratılış gayemiz Allah’ı esma-i ilahisiyle tanıyıp, kalben inanmak ve samimiyetle kulluk görevimizi yerine getirmekle mümkün olacaktır. Bu doğrultuda her birimizin yeni bir formül üretmesi gerekmiyor! Mevlam Kur’anı rehber, Yaşayan Kur’an Hz.Muhammed’i (s.a.s)  de İslam toplumuna Model kılmıştır.Mevlam Al-i İmran 31’de “ Allah’ı sevenler, Hz. Muhammed’e  uysunlar- teslimiyet göstersinler, böylelikle Allah’ın sevdiği ve merhamet ettiği kullarından olsunlar” ayetine kulak verelim. Allah’ın rıza ve sevgisine nail olmak için Hz. Peygamberi her yönüyle tanımalı, tanıdıkça sevmeli ve balılığımızı yenilemeliyiz.Yani takip edilen yol haritası“marifet’ten muhabbete”  olmalı.
Peygamberimizin bir iki tavsiyesini hatırlayarak, bir kez daha bey’atimizi gerçekleştirelim.
“Ben en güzel ahlakı tanımlamak üzere gönderildim” “Güzel ahlakları sayesinde mü’minler, gündüzleri nafile oruç tutuyormuş gibi, geceleri nafile namaz kılıyormuş gibi sevaba nail olurlar” “Mü’min elinden ve dilinden digger insanların Güvende olduğu kimsedir” – Güvenilir insandır!
“ Bizi aldatan, bizden değildir” , “Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir”, “ Büyüklere saygı, küçüklere sevgi göstermeyen, ve alimlere hürmet etmeyen bizden değildir”.
Sevgili Peygamberimiz, Cenneti arzulayan ve Yüce Allah’ın vadine nail olmak isteyenlere yönelik şu müjdeyi veriyor:
 “Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girin”.(Tirmizî, Cum’a, 8).
Muhterem Din Kardeşlerim!
İslam Toplumunun birer bireyi olarak bizler,günde beş kez Ezan-ı Muhammedi ile Peygamberimizi ,Muhabbet ve hasretle tasdik ediyor,  bey’at ve balılığımızı yeniliyoruz.  Salat O’na selam O’na ...
En kalbi dileklerle “Mevlid kandili”nizi kutlar, Dareyn Saadeti dilerim ( Dünyada sağlık afiyet ve ihlaslı ibadet, ahirette Cennet) . Mevlam Rızasına nail eylesin Peygamberine Cennette komşu kılsın.
Hürmet ve Muhabbetlerle   

0 yorum:

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.