Kırcaali Müftüsü
Değerli
Din Kardeşlerim.
Mevlid Kandili, İslam takvimimizin “Mübarek gün ve
geceler” bölümünde ayrı bir önemi ve müstesna bir anlamı vardır. ’’Mevlid’’
kelime manasıyla , doğum demektir. Yani Hz. Muhammed (s.a.v.)’in doğumu. Altı
yüz yıl öncesinde kaleme alınan“Mevlid” eseri de Hz. Muhammed (s.a.v.)’in
mucizelerle dolu doğumundan başlayarak, güzide hayatından ve mucizelerinden
ebedi bir uslüpla bahseder. Eserin asıl ismi ise “ Vesiletü’n- Necat”, Kurtuluş
vesilesidir. Yani dünya ve ahiret,saadet ve bahtiyarlığı (hasenesi) ancak Hz.
Muhammed (s.a.v.)’e ittiba (Bağlılık) ile mümkün olduğunu, eserin yazarı
terennüm eder. “Mevlid kandili”nde “ Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.)”in
ibretlerle dolu hayatı ele alınır, O (s.a.s) anılır ve anlamaya çalışılır...Hz.
Muhammed, İnsanlığa gönderilen son Rahmet elçisidir. O’nun yeryüzüne
teşrifleri, islam toplumu için aslında en büyük bayramdır! Nitekim Yüce
Allah’ın rıza ve sevgisine nail olmak ancak O’nun (s.a.s) sünnetine uymakla
mümkündür. Hz. Aişe-i Sıddika annemizin, Sevgili Peygamberimizi tasvirleri “O (s.a.v.) yaşayan Kur’an’dır” şeklindeydi.
Nazil olan ilahi mesajları ( vahy)’ı Hz.
Peygamber (s.a.v.) tatbik ediyor, katiplerine yazdırıyor, sahabesine
ezberletiyor, anlam ve tefsirini açıklıyordu... Hz. Muhammed (s.a.v.)’in
kıyamete dek geçerli mucizesi Kur’an, Yüce Allah’ın insanlığa en büyük
lütfudur, Hz. Muhammed’in şahsiyetinde inananlara gönderilen son evrensel
çağırıdır.
Veladetü’n-Nebiy – (Hz. Muhammed’in Yeryüzüne
Teşrifleri)
Hz. Muhammed (s.a.v.) 12 Rabiu’l evvel 571 yılında
Mekke-i Mükerreme’de yeryüzüne teşrif ettiler. Annesi Amine, Kainatın
efendisini doğum sancıları hissetmeden dünyaya getirmiş, ismini “Muhammed”
(Yerde anılan, semada (gökyüzünde) övülen) ismini vermişti. Esasında Hz. Muhammed
(s.a.s) İslam tarihinde“Fil olayı” diye bahsedilen olaydan 50 gün sonra yetim
olarak doğumuştu.Babasını görememiş! Anasına doyamamıştı. Babası Abdullah
doğumundan yaklaşık 2 ay önce, annesi ise henüz kendileri altı yaşındayken
irtihal etmişlerdi... Yüce Allah’ın murakabe ve terbiyesinde yetişen ve kurani
ifadeyle “En yüce ahlak üzere olan” Allah’ın peygamberi, bütün beşeri ve
dünyevi sevgilerin geçici olduğunu, ancak Muhabbetullah’ın....kalıcı olduğunu
küçük yaştan itibaren idrak ediyordu. Nübüvvet (Peygamberlik) döneminde de
virdi zeban edindiği sözlerden biri: “ İlahi ente maksudi ve rızake matlubi” –
Allah’ım maksadımız sensin,sadece senin rızanı umuyorumuz” nidasıydı.Nitekim
kamil manada bir İman : “Allah’ı ve Peygamberini canımızdan, malımızdan ve evlad-u
ıyalimizden daha çok sevmeye bağlıdır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) “ Allah’a inanan, O’nu çok anan ve
ahirette mükafat bekleyenlere Üsve-i hasenedir (En güzel örnektir -Modeldir).
Kainatın Efendisi (s.a.v.) Cahiliyye diye isimlendirilen, kız çocuklarının diri
diri gömüldüğü, putlara inanıldığı ve yardım umulduğu, alkolün sudan fazla
tüketildiği, insan haklarına riayet edilmediği, zinanın ve hırsızlığın
işlendiği ve bunlarla beraber pek çok etik olmayan hadiselerin işlendiği
dönemi, 23 yıl içinde medeni bir topluma dönüştürdü. O Yüce Allah’ın son
elçisi, Rahmet Peygamberidir (s.a.v.). Biz O’nu Ashabtan (Âma olan) Abdullah b.
Ümmü Mektum gibi göremedik, Saadet devri diye nitelendirilen O’nun yaşadığı
dönemde yaşayamadık, XIV asır sonra, pozitivizm diye nitelendirilen ve maddenin
önemli olduğu dönemde...kararlılık ve muhabbetle Hz. Muhammed (s.a.v.)’in
saadet kervanına katıldık... Sahabe’nin sevdiği gibi sevmeye çalışıyor,
sünnetine ittiba ediyor, tavsiyelerine uyuyoruz. Günde 5 kez yanık yüreklerle “
Eşhedü Enne Muhammeden Rasülüllah” – Şahidiz Hz.Muhammed Allah’ın
Elçisidir...diyor, Ezan-ı Muhammediye icabet ediyoruz. Biliyoruz ki “Haydin
Namaza ve böylelikle huzur ve kurtuluşa” çağrıları hocalara ve hacılara yönelik
değil! Bütün islam toplumunadır. Namaz ise dinin temelidir, müminin mi’racıdır.
14 asır
önce Peygamberimizin ( Allah’ın Elçisi s.a.v.) yeryüzüne teşrifleri
münasebetiyle, büyük bir ilgi ve muhabbetle tertib edilen “Mevlid Kandili
“programlarında “ana tema” ne olmalı? Kanaatimce“Bey’atlerimizi”
(Bağlılığımızı) yenilememiz olmalıPeygamberimizin sünnetine bağlılığımızı
yeniden gözden geçirmeliyiz. Bey’at ayrıca “karşılıklı
sözleşmek” anlamını taşır, bu doğrultuda bir ayeti hep beraber
hatırlayalım:
“Ey iman
edenler! Büyük bir ticareti size arz ederim. Allah’a ve Resülüne inanacak,
malınız ve canınızla cihad edeceksiniz. Karşılık olarak, günahlarınız affı ve
Cenneteki mertebeleriniz olacak”? Ne dersiniz?
Muhterem
Kardeşlerim!
Ahir
zaman ümmeti bizlerin Bey’atleri, Peygamberimizin bıraktığı emanetlere sahip
çıkmakla olacaktır. Efendimiz (s.a.s) “ Size iki emanet bırakıyorum onlara
sıkıca sarılırdığınızda başınıza sıkıntı ve dalalet gelmez, aranıza tefrika
girmez buyuruyor,iki emanetin: Allah’ın kitabı Kuran-ı Kerim ve Peygamberinin
sünneti (sözleri, davranış ve tavsiyeleridir) olduğunu bildiriyor . Mevlam
okumayı anlamayı va hayatımıza yansıtmayı nasip etsin. Efendimiz (s.a.s) hayırlılar kervanını “ Kur’anı öğrenen
(okuyan) ve öğreten (okutan) dir ” şeklinde
tasvir ediyor. Rabbim salihlerle beraber eylesin, hayırlılar kervanında
“ Hayırda yarış” nidasıyla –Halkımıza hizmet götürmeyi nasip etsin.Hayat
kitabımız Kur’an-ı Kerim’i öğrenip öğretenlerden eylesin ..
Değerli
Dostlar!
Biz
İnsanları ve tüm alemi var eden , varlığından
haberdar eden ,
kainata ahengi veren, güneşin planlı- programlı doğup batmasını sağlayan, gece
olunca gökyüzünü yıldızlarla süsleyen...Yüce Allah! Biz kullarını
seviyor,bahşedilen bunca ni’mete karşılık bizleri sınıyor! Dünya hayatının
geçici, ahiret aleminin ise baki olduğunu bildirerek “ dengeleri” oluşturmamızı
istiyor. Helale- harama dikkat ederek, adaleti tevzi etmemizi,hiç ölmiyecekmiş
gibi dünyalık meşgalelerle beraber, her an dünyaya veda edecekmişçesine ahirete
hazırlık yapmamızı istiyor.
Kardeşlerim!
Aslında ibadet ve taate bizlerin ihtiyacı var! Huzur ve itminanın ancak Allah’ı
anmak, yaratılış gayemiz Allah’ı esma-i ilahisiyle tanıyıp, kalben inanmak ve
samimiyetle kulluk görevimizi yerine getirmekle mümkün olacaktır. Bu doğrultuda
her birimizin yeni bir formül üretmesi gerekmiyor! Mevlam Kur’anı rehber,
Yaşayan Kur’an Hz.Muhammed’i (s.a.s) de
İslam toplumuna Model kılmıştır.Mevlam Al-i İmran 31’de “ Allah’ı sevenler, Hz.
Muhammed’e uysunlar- teslimiyet
göstersinler, böylelikle Allah’ın sevdiği ve merhamet ettiği kullarından
olsunlar” ayetine kulak verelim. Allah’ın rıza ve sevgisine nail olmak için Hz.
Peygamberi her yönüyle tanımalı, tanıdıkça sevmeli ve balılığımızı
yenilemeliyiz.Yani takip edilen yol haritası“marifet’ten muhabbete” olmalı.
Peygamberimizin
bir iki tavsiyesini hatırlayarak, bir kez daha bey’atimizi gerçekleştirelim.
“Ben en
güzel ahlakı tanımlamak üzere gönderildim” “Güzel ahlakları sayesinde
mü’minler, gündüzleri nafile oruç tutuyormuş gibi, geceleri nafile namaz
kılıyormuş gibi sevaba nail olurlar” “Mü’min elinden ve dilinden digger
insanların Güvende olduğu kimsedir” – Güvenilir insandır!
“ Bizi
aldatan, bizden değildir” , “Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir”, “
Büyüklere saygı, küçüklere sevgi göstermeyen, ve alimlere hürmet etmeyen bizden
değildir”.
Sevgili
Peygamberimiz, Cenneti arzulayan ve Yüce Allah’ın vadine nail olmak isteyenlere
yönelik şu müjdeyi veriyor:
“Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit
namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin,
yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girin”.(Tirmizî,
Cum’a, 8).
Muhterem
Din Kardeşlerim!
İslam
Toplumunun birer bireyi olarak bizler,günde beş kez Ezan-ı Muhammedi ile
Peygamberimizi ,Muhabbet ve hasretle tasdik ediyor, bey’at ve balılığımızı yeniliyoruz. Salat O’na selam O’na ...
En kalbi
dileklerle “Mevlid kandili”nizi kutlar, Dareyn Saadeti dilerim ( Dünyada sağlık
afiyet ve ihlaslı ibadet, ahirette Cennet) . Mevlam Rızasına nail eylesin
Peygamberine Cennette komşu kılsın.
Hürmet ve
Muhabbetlerle
0 yorum:
Yorum Gönder