“Buketçiler”neredeydi?

Nurten Remzi

Bulgaristan’da son günlerde, TARİHTE KALACAK aktivitelerin yapılmasıyla günler yaşadık. Söz konusu Dünya Anadili gününde bizim gururumuz olan Türkçemizle ilgili Şumnu’da, Kırcaalide, Rusçuk’ta, Sofya’da faaliyetler. Bu illerin köy, kasaba ve şehirlerinde heyecanlı, umut dolu, gözyaşı akıtan anlar yaşandı.
Bizler, Şumnu Kültür Evi derneği olarak yıllrca, kendimizi bildik bileli, herkesle çalıştık. Eski ve yeni, tecrübeli ve tecrübesiz, siyasi bağlantısı olan veya olmayan derneklerle birlikte alıştık. Ayrıca Bulgaristandaki Türklerin oy verdiği tüm partilerle birlikte çalıştık. Ahmet, Lütfi, Kasım, Korman, Güner ......taraftarı ayırımcılığı yapmadan çalıştık. Bu tarz tarafsız çalışmalarımızla başarılara imza attık. Bu çalışma felsefemizden dolayı birçok ilkleri yapabildik. Onların devamını getirebildik.
Anadili günü nedeniyle dernek, parti, okullarla da bir faaliyet yapalım dedik. Hem de çok önemli bir faaliyet. Söz konusu, 1970 yılarından sonra Bulgaristan Türkleri olarak çözemediğimiz uygun ve gereken Türkçe eğitimi konusu.
Bizler, Şumnu Kültür Evi olarak çalışmalarımızdan memnunuz. Tarafsız olmaktan gurur duyuyoruz, çünkü ülkemizde bu işsizlikte, bu maddi sıkıntılarda herkesin maddi ve manevi katkısıyla bunları geçmişte de yaptık, şimdi de yapabiliyoruz. Katkısı olanlara cani gönülden teşekkürlerimiz yetmez. Bizim de yol, telefon, düzenleme, salon, yatak ve yemek giderlerimizi ödeyen olursa çok, çoook büyük işler yaptığımızı kanıtladık, ama bizler, toplumun desteği ile, toplumun sesi olarak ciddi bir güç olduğumuza inanıyoruz.
Siyaset liderleri ve yöneticileri kültür faaliyetlerimize destek çıksa da, çıkmasa da, az veya çok, devam edeceğiz. Ama nasıl devam edeceğiz. Bizlere ilgi gösterenlere oy vererek. KÜLTÜR SİYASETİ, POLİTİKADAN ÇOK ÇOK DAHA BÜYÜK BİR SİYASETTİR. HALKIN, TOPLUMUN SESİ, EN GÜÇLÜDÜR.
“Buket” kültür programı girişimine benzeyen programlarımızı bizler yıllarca yaptık, düzenledik, gerçekleştirdik. O zaman “buketçiler”neredeydi? Onlar katılmayarak, bizi küçümsedi, kırdı, dedikodumuzu yaptı, telefonumuzu açmadı, görüşmek istemedi, “kaçın, Nurten geliyor”, dedi. Seçtiğimiz, yükseklere bizi savunmaya gönderdiğimiz siyaset liderlerimiz HİÇ BİR KEZ BİZİM FAALİYETLERİMİZE KATILMADI. Kendileri düzenlediği faaliyetlerde ise, siyasi propaganda sunumlarını yaptı ve gitti. Onlara oy veren folklor ekipleri üyelerine zaman ayıramadı. Amaçları acaba motive etmek, eğitim, bilgi vermek miydi, gençlerimizi kötülüklerden korumak mıydı?
Bizler, folklor, şiir, anadili, sanat, eğitim yaparken onlar neredeydi? Şimdi aynı yerde değiller mi?
Bu yıl 10. şiir yarışmamız düzenlenecek, şiir ve kompozisyon yarışmalarımıza 2 500 civarında çocuk ve genç katıldı. Sadece bir yarışmaya 96 sanat ruhlu kişi, eserlerini gönderdi. Bunlar yazarken, yaratırken, emek verirken, katılırken “buketçiler” neredeydi? Şimdi ise, bugün yıllarca yaptığımız programları düzenlemeye çalışıyorlar, ama tecrübesi olan, bilgisi olan, uzman ve usta olan, bu işlerde aşır neşir çalışan ve siyasi bağlılıkları olmayan kişi ve kültür kurumları nerede? Toplumun kaybolmaya yol açmış güvenini kazanacak davranışları, iletişimi, çalışmaları, ilgileri, umut veren destekleri nerede? Acaba bunlar, bugün de insan gönlü almayı ve oy kazanmayı beceriyor mu? Acaba onlara oy verenlerin hakkını ödeyebiliyor mu?
Şükürler olsun, 20 yıldan fazla çalışıp, alın teri dökerek, gece gündüz yollara düşerek, yıllarca uymayarak, para, pul, aile, dost demeden, usanmadan, yorulmadan, çökmeden ayakta kalabildik. Bu günlerden itibaren, 2013 yılı tarihi Anadili kutlamalarından sonra SUSKUNLUĞUMUZA HAYIR DİYORUZ, İLGİ GÖSTERMEYENLERE HAYIR DİYORUZ, TOPLUMA YARARLI OLMAK İSTEMEYENLERE, BOŞ İNSAN VE BOŞ İŞLERE TAKILANLARA HAYIR DİYORUZ, BİZLERE YARARLI OLMAK İSTEMEYENLERE ŞİMDİYE KADAR OLDUĞU GİBİ OY VERMEK İSTEMİYORUZ, BİZLERE DESTEK VE SAHİP ÇIKMAYAN PARTİLERE, LİDERLERE, MİLLET VEKİLLERE VE BAKANLARA HAYIR DİYORUZ. Şimdiye kadar problemleri gülücük, hoşluk ve yumuşaklıkla çözmeye uğraştık. Artık çabamızda PRENSİP VE SERT KARARLAR VAR.
Türklüğün özü olan Anadili günü paneli ile ilgili şu yaşadıklarımıza bakın:
- Faaliyetten önce: Telefon sesleri bağıra bağıra “Nurten, sen şu kişiyle, o kişiyle çalışma!”,dedi.
- Faaliyet anında: “Nurten, bizim particiler bana telefon açtı. Ne işin var orada” dedi.
- Faaliyetten sonra:” Nurten, size filanca kişiler, şu partiler geldi diye parti liderleri destek çıkmadı. “
- Türkçe medyalar: ”Nurten, siyasi parti ve kişileri konuşma. Onlara karşı çıkma. Onlarla başına iş açma. Onlar katıldı katılmadı... onlara girmeden Anadili faaliyetini anlat”, dedi ve yazdı.
- Bulgarca medyaları ve onlarda yorumlar:”Anadilini düzenleyen dernekler, boykotla saldırıyor. Türkler, Türkçesini gitsin Türkiye’de okusun. Bulgaristana artık Türkler mi emir verecek? Türkler, zorla Bulgarları Türkleştirme uğraşılarına başlıyor.”

DEĞERLİ İNSAN OLAN İNSANLAR, BİRKAÇ SÖZLE:
- Herkesle çalışamya, din, ırk, cinsiyet, siyaset, iş, görev durumu, sosyal hali, zengin, fukara demeden, herkesle çalışmaya kapımız, kalbimiz açıktır. Kim olursa olsun, bu lafları sarf edenler de, bizi kıranlar da gelse, onlarla da çalışacağız.
- Oy verdiğimiz partilerin gücü bizim gücümüzdür. Siyaset gücümüzü hissetmek, yaşamak istiyoruz. Kusurı varsa neden onlara karşı çıkmayalım, neden gerçekleri anlatmayalım, neden ilgisizlere oy verelim ?
- Bizler milliyetçi değiliz. Biz herkes gibi nefsi olan, karnı acıkan, dürüstçe çalışmak isteyen, çocuklarını iyi yetiştirmek isteyen, güzel yaşamaya özen gösteren insanız. Kendimizi savunarak, bizden farklı olanlara köstek olmuyoruz. Bulgaristan’da bir Türk olarak, bir vatandaş olarak, bir insan olarak çalışmak ve yaşamak istiyoruz.
- Gerçekleri yansıtarak gelişime adım atmak istiyoruz. Bu yazı ve düşüncelerimi haber.bg, kircali.bg, kircaalihaber.bg, ajans.bg, chinarweb.bg, zamanbg, TRT ve başka medyalarla umutla paylaşıyorum. Özellikle MEDYALAR, TARAFSIZ ÇALIŞMALI.