TÜRKİYE KAYASI ya da BULGARİSTAN GÖÇMENLERİ

2 Şubat 2013 Cumartesi |


Arif ARI

16 yaşında lise öğrencisi bir geç kız tiyatro oyunu yazabilir mi?

Yazsa da İBB Şehir Tiyatroları bu oyunu repertuarına alır mı?

Alsa da bu oyunu sahneleme cesareti gösterecek yönetmen bulabilir mi?

Bulsa da oyun başarılı olur mu, seyirciyi doyurur mu? Seyirci dakikalarca oyunu ve oyuncuları alkışlar mı?

Fehime Seven 19 yaşında ve Üniversite öğrencisi. TÜRKİYE KAYASI’nı 16 yaşında lisedeyken yazmış ve oyunuyla yukarıda yazdıklarımın hepsini başarmış.

İstanbul Şehir Tiyatrolarının usta yönetmenlerinden Şükrü Türen oyuncu kadrosunu Hikmet Körmükçü, Nevzat Çankara, Sevtap Çapan, Selim Can Yalçın/Elyesa Çağlar Evkaya, Kubilay Pembeklioğlu ve Hakan Yavaş’tan oluşturmuş. Sahne tasarımını Barış Dinçel’e, müziğini Muammer Ketencioğlu’na teslim etmiş.

Fehime Seven oyunu yazarken, ailesinin de 1991 yılında Türkiye’ye göç ederken yaşadığı, Bulgaristan göçmenlerinin trajikomik hikayelerinden esinlenmiş. Kim bilir belki de ailesi oyunda anlatılanları bire bir yaşamıştır. Zira oyun çok basit ve anlaşılır şekilde kurgulanmış.

Oyunu Konusu

Bulgaristan’da Devlet Başkanı Todor Jivkov ülkesindeki Türklere aşırı baskı uygulamaktadır. Türkler arasında işsizlik had safhadadır. Balkanlarda yıllarca sürmüş olan savaşlar sonrası Bulgaristan’ın Osmanlı’dan ayrılmasıyla yüz binlerce Türk anavatana göç etmiştir. Akrabalarının bir kısmı daha önce Türkiye’ye göçmüş olan dört kişilik ailenin reisi Nazmi, eşi Meliye, kızı Sevginar ve oğlu Güneş’le birlikte arabalarına yükledikleri eşyalarıyla Türkiye’ye doğru yola çıkarlar.

Ellerindeki son parayı Bulgaristan gümrüğüne rüşvet olarak verirler. Oysa Türkiye’ye girişte onları bir sürpriz beklemektedir. Bir saat önce yeni bir kanun çıkmıştır. Olaylar bundan sonra trajikomik bir şekilde gelişir.

Anne Meliye rolündeki Hikmet Körmükçü’nün, baba rolündeki Nevzat Çankara’nın leğen koyarak başını yıkadığı sahne ve dedelerinin geçmiştekiTürkiye ziyareti sonunda yanında getirdiği kaya parçasının hikayesi için bile oyun izlemeye değer.

Dekor

Barış Dinçel sahneye sahiden hareket eden bir araba koymuş. İçini ve üstünü eski püskü bir sürü eşya ile doldurmuş. Bir de sınırı temsil eden bir voleybol ağı koymuş ortaya boydan boya. Başka da bir şey yok dekor olarak. Ama bunlarla çok işlevsel bir ortam oluşturmuş her zamanki yaratıcılığıyla.

*************

Son yıllarda Türk Tiyatrosu gerçekten büyük aşama kaydediyor. Üniversitelerin Tiyatro bölümlerinden, Konservatuarlardan, Tiyatro Kurslarından mezun olan pek çok yetenekli genç, kıyasıya bir yarış içerisinde tiyatroda kaliteyi artırmak için büyük çaba harcıyorlar. Küçük küçük sahneler açıyorlar. Çok güzel oyunlar yazıyorlar ve oynuyorlar. Bir günde bilet almak için aradığım üç tiyatrodan “maalesef yerimiz kalmadı” yanıtını almak beni çok mutlu etti. Her ne kadar siyasi iktidar sanata karşıymış görüntüsü verse de Türk Tiyatrosu gelişiyor, büyüyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.