Dünya Kadınlar Günü

8 Mart 2013 Cuma |

1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart’ı Kadınlar Günü ve kadın bayramı olarak kabul etmiştir. O tarihten sonra 8 Mart, bütün dünyada kadınlar bayramı ve uluslararası kadın dayanışması günü olarak kutlanır.
Bu günü kadınlar, asırlar boyu verdikleri eşitlik, hak ve özgürlük mücadelesi sonucu kazanmışlardır…
Kadınların ilk eşitlik mücadelesi Eski Yunanlılar döneminde başlasa da, ilk toplu tepkilerini Fransız devriminde “eşitlik, özgürlük, kardeşlik” olarak göstermişlerdir. 
Kadınların ilk organize toplu gösterileri ise, 8 Mart 1857 Günü olmuştur. New York tekstil fabrikalarında çalışan binlerce kadın, erkeklerle eşit haklar, iş saatlerinin düşürülmesi, çalışma koşullarının ve ücretlerinin iyileştirilmesi için yürüyüş yaparlar. Aynı gün binlerce tekstil işçisi kadın greve çıkar. Fakat grevin yayılmasını önlemek için binlerce kadın bir fabrikaya kilitlenir, ancak fabrikada yangın çıkar ve 129 kadın yanarak hayatını kaybeder. Bu hayatlarını kaybeden kadınlar için daha sonraki yıllarda protesto yürüyüşlü, anma törenleri düzenlenir ve bu yürüyüşlerde kadınların isteklerine seçme - seçilme hakları da eklenir. Sonuç olarak 1910 yılından sonra Amerika’da ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde her yıl “kadınlar günü” kutlanmaya başlanır ve Avrupa ülkelerinin çoğunda, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilir.
Müslüman ülkelerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı ilk Türkiye’de verilmiştir. Batı ülkelerindeki gibi örgütlü kadın hareketleri olmasa da, Türkiye’de; 1930 yılında yerel seçimlerde ve 1934 yılında da genel seçimlerde 22 yaşını dolduran kadınlara seçme, 30 yaşını dolduranlara ise seçilme hakkı tanınmıştır.
Batı ülkelerinde asırlardır mücadele eden kadınlar, bugün erkeklerle eşit haklara sahip olmuş olsalar da ve erkeklerle her alanda rekabet edebilseler de, dünyanın bazı bölgelerinde kadın haklarından söz bile edilemez. Dünyanın bazı bölgelerindeki kadınların okuma- yazma bilmeyenlerin oranlarının hayli yüksekliği de bir gerçektir… Bütün dünyadaki kadınlar aile içi şiddete maruz kaldıkları da bilinmektedir. Dünyanın bazı bölgelerinde kadınların, hâlâ beyaz kadın tacirleri tarafından mal gibi alıp satıldıkları da...
Şeriat ile yönetilen ülkelerde kadının adı bile okunmaz. İran gibi ülkelerde hâlâ recim(taşlayarak öldürme) edilerek öldürülen kadınlar var.
Türkiye’nin Doğu bölgelerinde ise, hâlâ “namus” veya “töre” bahanesiyle kadınlar öldürülmektedir.
Bugün Rusya’da 8 Mart Günü, resmi bayram olarak kutlanan nadir ülkelerden birisi olsa da… Aynı Rusya’da kadınlara, erkekler tarafından en çok şiddet uygulandığını da bilinmektedir.
Kadına şiddet… Erkeklerin terk edilme veya kıyaslanma korkusundan geliyor olsa gerek…
Oysa Victor Hugo, -defalarca kadınlar tarafından terk edilmesine rağmen- “Kadına” adlı şiirinde, kadına ne kadar değer verilebileceğini şu dizelerle kaleme almıştır:

“Eğer kral olsaydım… Çiğneyerek tahtımı
Memleketin halkını dizlerine sererdim.
O kuvvetli hükmümle bütün tacı tahtımı
Bir tek bakışın için sana feda ederdim

Eğer Tanrı olsaydım… O heybetli, o derin
Kâinatın, semanın, denizlerin, her yerin
İrademin önünde eğilen meleklerin
Sevgilim bir busene hepsi senindir derim.”
Hugo’nun Kadını yücelten bu dizelerinden sonra…
Bütün kadınların, özellikle eşimin 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlar, iş hayatlarında başarılar, sağlık, aileleri ve sevdikleri ile birlikte mutluluklar dilerim.

0 yorum:

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.