Amerikan sinemasında etnik köken ve ekonomi

4 Ocak 2015 Pazar |

Şerif Naşaşibi

Hollywood, din temalı, dev bütçeli yapımların başrolünde beyaz yıldızları tercih ettiği için eleştirilse de, sinema endüstrisi de dahil tüm şirketlerin öncelikli amacının kâr olduğu gerçeğini göz ardı etmemeli. Üstelik seyircinin ünlü oyuncuları izlemeyi daha çok tercih etmesi de bu durumda pay sahibi.

İngiliz yönetmen Ridley Scott'ın yeni filmi Exodus: Tanrılar ve Krallar (Exodus: Gods and Kings, 2014) oyuncu seçimiyle büyük tartışma yaratırken, hem ırkçılık suçlamaları hem de aleyhinde bir boykot hareketi (#BoycottExodusMovie) ile karşı karşıya kaldı. Hazreti Musa'nın İsrailoğulları'nı antik Mısır'dan çıkarışını konu alan filmde başroller beyaz aktörlere verilmiş, eleştirmenlerin tabiriyle bir "aklama" yapılmıştı.
Eleştirmenlerin gözardı ettiği bir şey var: Her sinema endüstrisinin, aslına bakılırsa her türlü ticari faaliyetin temel hedefi kâr etmektir. Kâr olmazsaa bu endüstriler var olamaz.
Kendisini eleştirenlere "yakasından düşmelerini" söyleyen Scott'ın yanıtı, tartışmaları daha da alevlendirdi. Ünlü yönetmen, Variety dergisine verdiği röportajda, "Filmin çekildiği İspanya'da vergi indirimlerine bel bağlamak durumunda olduğum, böylesine büyük bütçeli bir film yapıp da başrol oyuncum bilmem nereden Muhammed bilmem kim diyemem. Bu şekilde filme finansman bulamam." dedi.
Scott, sözlerini daha dikkatli seçebilirdi. Ama öne sürdüğü gerekçe her ne kadar eleştirmenler tarafından tenkit edilmişse de büsbütün haksız sayılmaz. Scott, etnik azınlıklar konusunda hiçbir zaman yeterince kapsayıcı bir tutum benimsememiş, bilhassa da Ortadoğuluların tasviri konusunda adil davranmayan Amerikan sinema endüstrisinde, yani Hollywood'da çalışıyor. Dolayısıyla bu sözleriyle saçma bir görüşten ziyade rahatsız edici bir gerçeği ifade ediyor.
Sinema: Kâr odaklı bir endüstri

Scott, etnik kökeni filmin konusuna daha uygun oyuncuları yan ya da kötü karakterlerde oynatmasıyla da eleştiriliyor. Bu anlaşılabilir bir şey, ama başrollerin ünlü yıldızlara verilmesindeki ekonomik kaygılar göz önüne alınırsa, etnik açıdan filme uygun hiçbir aktör seçmeseydi, Exodus'ın yönetmeni yine eleştiri oklarının hedefi olurdu.
Basmakalıp terörist rollerinde oynayan Ortadoğulu, Asyalı ya da Afrikalı oyuncular gibi, bu tür rolleri kabul edip etmemek onların tercihi. Ayrıca Araplara Exodus filminde başroller verilmiş olsaydı, hep Yahudileri esir eden karakterleri oynayacaklardı - sanki beyaz perdede daha fazla olumsuz şekilde temsil edilmeye ihtiyacımız varmış gibi.
Exodus'a yöneltilen eleştirilerin bir yönü var ki, istemeden de olsa ırkçılığa kaçtığı söylenebilir. Zira kimileri, başrollerin "beyaz olmayan kişilere" verilmesinin şart olduğu kanaatinde. Burada sanki Ortadoğulu, Afrikalı, Asyalı, Latin Amerikalı ve diğer koyu tenli bireylerin ayırt edilemez ve birbirinin yerine geçebilir olduğu gibi bir düşünce söz konusu.
Örneğin, BBC'de yayınlanan Saddam'ın Evi (House of Saddam, 2008) dizisinde, Iraklı diktatörün annesini, bariz Fars aksanıyla konuşan İranlı aktris Shohreh Aghdashloo canlandırıyor. Oysa dizideki olaylar İran-Irak Savaşı (1980-88) döneminde geçiyor. Aynı şekilde, Amerikalı yönetmen Julian Schnabel'in filmi Miral'de (Miral, 2010) filme adını veren Filistinli kadın karakteri (Hint aksanlı) Freida Pinto oynuyor.
Hollywood filmlerinde oyuncu seçimlerinde etnik kökenin hiç payı bulunmadığını düşünmek saflık olur. Fakat mali kaygıların ve tüketici taleplerinin karar verme sürecindeki mühim rolü de göz ardı edilemez. Ayrıca Hollywood'un bu açıdan istisna olduğunu da söyleyemeyiz. Şu anda eleştiri okları Exodus ve Ridley Scott'ı gösteriyor ancak bu tenkidin kapsamını çok daha geniş tutmak gerekiyor.
Arap dünyası uzmanı Şerif Naşaşibi, ödüllü bir gazeteci ve analist. Al Jazeera English, Al Arabiya News, TheNational, TheMiddle East dergisi ve Middle East Eye için düzenli olarak yazılar kaleme alan Naşaşibi, Ortadoğu konusunda "tarafsız haberciliğe katkılarından dolayı" Uluslararası Medya Konseyi tarafından ödüle layık görüldü.

Twitter’dan takip edin: @sharifnash

0 yorum:

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.