Nahit Doğu
Ülkedeki Türk toplumunun mücadelesi ise bambaşka. Türkler, komünizmin
çökmesinden sonra önemli kültürel haklar elde etmelerine rağmen eksikliklerin
giderilmesini bekliyor. Ne var ki, Ahmet Doğan yönetimindeki Hak ve
Özgürlükler, Türklerin elde edebileceği hakların bir sınırı olduğuna, olması
gerektiğine inanıyor. Doğan’ın, Bulgaristan’daki Türklerin sahip olabileceği
haklar konusunda bir çizgisi var ve o çizgi de asla geçilmemeli. Doğan’ın
çizgisi devlet tarafından da destek görmüyor değil.
İşte parti içindeki çıkar gruplarının dışındaki Türklerin arasındaki görüş
ayrılığı bu çizgi nedeniyle ortaya çıkıyor.
Doğan’ın Hak ve Özgürlükler’i, Türklerin kamusal alanda anadillerini
konuşabileceklerini ancak siyasi mitinglerde Türkçe yasağının kalmasında
sakınca görmüyor. Doğan’ın Hak ve Özgürlükler’i, ulusal çapta 24 saat Türkçe
yayın yapacak radyo ve televizyon istemiyor. Türklerin can alıcı konularından
hayli uzak duran devletin televizyon kanalından 10 dakikalık Türkçe yayını
yeterli görüyor. Doğan’ın Hak ve Özgürlükler’i, Türk çocuklarının okullarda
anadillerini ‘mecburi ders’ değil, ‘seçmeli ders’ olarak okutulmasını kâfi görüyor. Bunun gibi
örneklerin sayısı haylı fazla.
Hak ve Özgürlükler’i destekleyen ve eleştirenler arasındaki mücadele iste
bu çizgi yüzünden ortaya çıkıyor. Parti içindeki baronlar, Doğan’ı mevki ve
para için desteklerken, parti dışındaki sıradan seçmen ise söz konusu mücadele
çizgisini idrak edemediği ve başka çaresi olmadığı için destek veriyor.
facebook.com/nahit.dogu
twitter.com/NahitDo
facebook.com/nahit.dogu
twitter.com/NahitDo
0 yorum:
Yorum Gönder