Canım Bulgaristanım

18 Ocak 2016 Pazartesi |

Nahit Doğu

Canım Bulgaristanım, yine ümitlere kapıldı. Mestan yeni parti kuracakmış ve 25 yıldır Bulgaristan’daki Türklerin oylarıyla saraylar diktiren ancak seçmenin kültürel hakları için tiyatro oyunlarına sığınan HÖH’e sırt çevirecekmişiz.
Oysa sahne aynı, farklı olan figüranlar.
Canım Bulgaristanım, daha önce de aynı ümitlere defalarca bel bağladı ve oyunun nasıl devam ettiğinin farkına varamadan uyuşturuldu.
Mestan’dan önce siyasi parti kuranların sayısı az değil. Halihazırda HÖH’ün dışında daha iki partinin resmi kaydı var. Yani Bulgaristan’da üç Türk partisi var…
Mestan parti kurarsa dört tane Türk partisi olacak.
Canım Bulgaristanım, her parti kuruluşunda güzel ümitlere kapılıyor ve yıllarca varla yok arasında gezdiriliyor…
2026 yılında parti sayısı beşe yükseldiğinde bir sonraki güzel ümitlerde görüşmek üzere.

Canım Bulgaristanım, çözümün parti sayısında olmadığını anlayacak mı?

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu sefer öncekileri gibi olmayacak bunu not al bir kenara.

Adsız dedi ki...

SEN DE HAKLISIN KARDEŞ

Adsız dedi ki...

Bu defa başka. Daha önce Balgöç Kasım'ı desteklemedi.

Adsız dedi ki...

Değeri Hemşehrilerim,

Kurulduğu 17 Ocak 1985 tarihinden bu yana barışın, kardeşliğin ve her zaman da insanlarının yanında yer alarak 31 yıldır bu çizgisinden taviz vermeyen derneğimiz, insanının sevinçlerine olduğu gibi hüzünlerine de ortak oldu.

İşte bu sebeple her sene olduğu gibi bu senede Ad Kıyımı Dönemi kurbanlarını andığımız, Süt Kesiği'nde , Killi'de, Mestanlı'da, Mazlumluğun Sembolü Türkan'ın Mezarında yine insanımızın içinde ve yanında olduk, şehit ailelerimizi ziyaret ettik.

31 yıldır hep dosdoğru bir çizgide olduk, dik durduk ve o yüzden hep haklı çıktık. Bu tesadüf değil, çünkü biz her zaman halkımızın yüreğinin götürdüğü yöne doğru yürüdük.

Yıllar önce adlarımızı, haklarımızı gasp ederek yeni bir Bulgaristan kuracaklarını sanan o günlerin totaliter rejim yöneticileri bugün tarihin çöplüğündeler.

Ayşe Ablamız, Türkanımız, tüm gazi ve şehitlerimiz ise insanlarımızın gönlünde en özel yerdeler.

O dönemin zorbaları insanlık vicdanında ve Bulgarista’nın tarihinde "kara leke" olarak yerlerini aldılar.

Bal-Göç o yıllarda o mazlumların sesi olmak için yola çıktı.

Biz insanlarımızın sesi olduk.

Biz Türkiye üzerinden hangi ülkede olursa olsun iç siyaset yapıldığında şiddetle karşı çıktığımız gibi ayrıca da “taraf” olduğumuzu daima vurguladık.

Son günlerde Bulgaristan da HÖH partisindeki demokratik olmayan gelişmeleri ve oluşan krizin temelinde Ülkemiz odaklı siyasetin ve söylemlerin yapılmasını kınıyoruz. Bir defa daha “taraf” olduğumuzu belirtiyoruz. Biz yer kapma kavgalarında, adam harcamanın bir aracı olarak yapılan politikaların karşısındayız, vefasızlığında yanında hiçbir zaman olmadık ve de olmayacağız.

Biz Türkiye ve Bulgaristan arasındaki dostane ilişkiler zeminine döşenmiş birer taşız.
Bizler her iki ülkenin huzur, barış ve refah ikliminde dostluğunu savunuruz.

Bizim yerimiz bellidir. Biz Şehit Ayşe Abla’nın, mazlum Türkan’ın olduğu yerdeyiz.

Bizim sesimiz, insanımızın sesidir.

O sese kulak veren kazanır.

Çünkü her zaman Halk ve Hak kazanır.

Sonunda mutlaka “Türkan” kazanır.

Bu vesileyle tüm Bal-Göç üyelerinin,

BGF’ye bağlı derneklere mensup üyelerimizin,

İnsanımızın olduğu her ilde teşkilatlı olan Konfederasyonumuza bağlı Federasyonlara mensup üyelerin,

Balkan ve Rumeli Camiasının,

Yurt içinde ve yurt dışındaki tüm vatandaşlarımızın, etnik ve inanç aidiyeti ne olursa olsun tüm dünya insanların 2016 yeni yıllarını kutluyorum.

Yeni yılda aileniz, dostlarınız, komşularınız ve sevdiklerinizle sağlık ve saadet içinde yaşayınız.

Gelin hep beraber Balkanları ve tüm Dünyayı sevgi-barış ve kardeşlik içinde birlikte yaşanacak bir iklime kavuşturalım.

Hepinize sevgi ve saygılarımı sunarken 2016 yeni yıl mesajımı, En Değerli Hemşehrimiz olan Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk’ün bir sözüyle tamamlamak istiyorum.

“YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ”

Doç. Dr. Yüksel ÖZKAN

Bal-Göç ve BGF Genel Başkanı

Adsız dedi ki...

“Bu güne kadar BAL-GÖÇ olarak hep birlik ve beraberlik ruhu içinde davrandık. Birlik ve beraberlik adına yapılması gerekenleri yaptık ve hep bu istikamette tavır aldık. Bulgaristan’da Bulgar, Türk, Pomak, Roman o topraklarda yaşayan herkesin kardeşlik, hoşgörü ve barış içinde yaşaması için faaliyetlerde bulunduk. Ayrımcılığa karşı çıktık, eşitsizlik ve haksızlıklarla mücadele ettik.


HÖH içinde yaşanan son gelişmeleri kaygı verici ve anti-demokratik olarak nitelendiriyoruz.


STK’larda olduğu gibi siyasi partilerde de, Genel kurullar tüm kişi ve kurulların üzerindedir; genel kurulda seçimle gelen, yine bir genel kurul ile ve seçimle gider. Meşru ve demokratik olan budur.



Olayları değerlendirirken bugüne kadar hep kurumsal bir bakış içinde olduk, kişiler üzerinden bir davranış ve yaklaşımda hiç bulunmadık.


Yaklaşık 100 bine yakın üyesi bulunan Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu(B.G.F; Bursa BAL-GÖÇ, İzmir BAL-GÖÇ, Yalova BAL-GÖÇ, İzmit BAL-TÜRK, İstanbul Balkanlılar Dernekleri) olarak ta ortak ve kurumsal görüşümüz aynı istikamettedir.


Bu duruşumuzu kamuoyu ile görsel ve yazılı basın vasıtasıyla zaten daha önce de paylaştık. Bu güne kadar amacımız her zaman yapıcı olmaktı ve bundan sonra da öyle olacağız.

Bu kapsamda öncü bir federasyona mensup derneklerden bir tanesi olarak her ortamda tüm medya ve STK’lar ile de görüşlerimizi paylaşıyoruz.

Daha önce de bizi ziyaret eden ve bizim ziyaret ettiğimiz herkesle kurumsal görüşlerimizi paylaştığımız gibi, en son ziyaretimize gelen Bul-Türk Derneği Başkanı ve Yöneticileriyle de bu görüşlerimizi paylaştık.


Biz olaylara, anlık veya günlük olarak değişen şartlara göre değil, 30 yılı aşan kurumsal kimliğimizin verdiği sorumluluğa ve yüklendiğimiz misyona uygun bir biçimde yaklaşırız.

Balkanların ve yurdumuzun bir refah ve barış iklimi içinde var olması ve bu iklimde yaşayan herkesin “insan hakları çerçevesinde , kardeşçe bir arada yaşaması” idealine göre faaliyet gösteririz.


Biz bu idealler ve insanımıza hizmet dışında bir beklenti veya hesap içinde hiç olmadık, olmayız.


Bulgaristan medyasındaki tüm yazıları da günlük olarak izliyoruz ve çıkan bazı yazıların, yürütülen karalama kampanyalarının; Bulgaristan’daki mevcut toplumsal barışa zarar verebileceği endişelerini taşıyoruz.

Kişilerin siyasi gelecekleri için halkların geleceklerinin ve birlikte yaşama idealinin tehlikeye atılıyor olması büyük bir sorumsuzluktur.

Bu nedenle herkesi sağduyulu olmaya; kişisel ve siyasi çıkarları için mevcut toplumsal barışı riske atmaktan çekinmeyenlere karşı uyanık olmaya çağırıyoruz.

Bulgaristan’daki herkesin ve bu kapsamda orada yaşayan Türklerin de barış ve huzur içinde yaşaması ideali, her türlü kişisel gelecek kaygısının üzerindedir.

Biz inanıyoruz ki; bütün bu sürecin sonunda kişisel gelecek kaygılarıyla hareket edenler değil; eşit biçimde ve barış içinde, birlikte bir gelecek kurmak idealine inananlar kazanacak.


Bulgaristan demokrasisi kazanacak. Bulgaristan Türkleri kazanacak. Bulgaristan’da yaşayan ve Bulgaristan Cumhuriyeti halkını oluşturan herkes kazanacak. Çünkü demokrasilerde son sözü halk söyler.


Bu süreçte yapılan şahsi yorumlar ve farklı yaklaşımlar derneğimizi kesinlikle bağlamaz. Biz kurumsal görüşlerimizi resmi web sitemiz, Facebook sayfamız üzerinden paylaşıyoruz ve ben de yetkili kurullarımızın verdiği yetki doğrultusunda kurumsal görüşlerimizi medyada dillendiriyorum. Bu konuda yetkili kurullarımız, kurumsal görüşlerimizi açıklama yetkisini tarafıma vermiş olup, ben de bu yetki ve sorumluluğun gereğini yerine getiriyorum.”

Doç. Dr. Yüksel ÖZKAN
Genel Başkan

Adsız dedi ki...

KISACIK BUKADAR NET ANLATILIR ISTE

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.