Bulgaristan’da Türklerin
yaşadığı bölgelerdeki medyanın durumunu sizlere aktarmak istiyorum.
Baştan belirteyim, aktaracaklarım sadece Türklerin
yaşadığı bölgeler için değil, ülkenin tamamı için geçerli.
Bulgaristan’da Türklerin en yoğun şekilde yaşadığı
Kırcaali bölgesini ele alalım.
Bölgede 4 yerel gazete, 1 radyo, 1’de kablodan yayın yapan televizyon ve gazetelerin
internet siteleri mevcut. Bölge halkına yerel haber akışının yüzde 85’i o dört gazetenin
internet siteleri aracılığıyla sağlanıyor.
Geri kalan yüzde 25’i diğer yayınlar dolduruyor.
Ancak konumuz haber akışının hangi medya kuruluşları
tarafından sağlandığı değil, söz konusu basın organlarının ne kadar bağımsız
oldukları ve halkın çıkarlarını destekleyip destekleyemedikleri.
Kırcaali bölgesinde özel sektöre ait çok sayıda büyük
ticari kuruluş olmadığı için yerel
basının reklam geliri de yok denilebilecek düzeyde. Gazete satışları ise çok düşük olduğundan bırakın
bir gazeteyi ayakta tutabilmeyi, telefon
masraflarını bile karşılayacak miktarda değil. Küçük ilanlar ve resmi sponsorluklar kalıyor. Bunlardan elde edilen gelir ise iki
gazetecinin kahve parasını karşılamıyor.
Gördüğünüz gibi bir medya kuruluşunun resmi gelirlerini
oluşturan yolları saydık. Bu yolların da, sahibi kim olursa olsun, o yayın
kuruluşunu ayakta tutabilecek geliri getirmediğini anladık.
Geriye resmi yolların dışındaki yöntemler kalıyor. Bunlardan İlkini Kırcaali İlindeki 7 belediyelenin
o dört gazeteye abone olması oluşturuyor.
Belediyeler, her gazeteye yıllık 100 ile 200 abone oluyor. Bu gazeteler de belediye idaresi dışında köy muhtarlıklarına
ve okullara gidiyor.
İşte gazetelerin ana gelirini de belediyelerin yaptığı bu
abonelikler oluşturuyor.
Diğer taraftan özellikle seçim dönemlerinde istisnasız her
siyasi partinin yerel medya için ayırdığı ödenekleri var. Bu ödenekleri anlamak için miktarın bir yayın
kuruluşunun yıllık masrafını karşılayacak düzeyde olduğunu söylersem rakam
vermeme gerek yok sanırım. Seçim dönemleri dışında ise belediyelerin resmi
ilanları ve propaganda haberlerinden elde edilen gelirler var.
Resmi yolların dışındaki gelir yöntemleri dedim ancak gördüğünüz
gibi yerel basın ile belediyeler aracılığıyla siyasi parti ilişkilerinde kâğıt
üzerinde bir yolsuzluk görünmüyor.
Kısacası yerel medyanın ayakta durabilmesi için siyasi
partileri gelir kapısı olarak kabul etmek dışında bir seçeneği yok. Düzen bu şekilde oluşturulmuş. Söz konusu medya kuruluşunun sahibi kim olursa
olsun. İster Bulgarca yayın yapsın ister Türkçe bölgedeki belediyeler dışında
bir gelir kaynakları yok.
Dünyanın her yerinde özel sektöre ait medya kuruluşlarının
amacı ticaridir. Hal böyle olunca medya kuruluşları, gelirini sağladığı belediyelere
karşı tek satır yazamıyor.
Basit bir dille yerel yönetimler ile yerel medya arasındaki parasal bağımlılık ilişkisini anlattım.
Yerel basın kuruluşlarının sahipleri ve yöneticileri, bu ilişkinin
doğruluğunu kabul ediyor ancak medyanın
varlığını sürdürme açısından ekonomik olarak başka
yöntemlerinin de olmadığını vurguluyor.
Düzenin bu şekilde işlediği bir ortamda medya kuruluşlarının
toplumun çıkarları doğrultusunda yayın yapıp yapamadığını sormak pek akıllıca
olmasa gerek.
Bedava okuduğunuz haber sitelerinde gezinirken, o sitenin
gelirini nereden elde ettiğini unutmamanızı diliyorum.
Tarafsız medya nasıl yapılır peki? Sadece ve sadece siz okurların manevi ve maddi desteğiyle. Bu ortamda başka yolu yok.
Tarafsız medya nasıl yapılır peki? Sadece ve sadece siz okurların manevi ve maddi desteğiyle. Bu ortamda başka yolu yok.
0 yorum:
Yorum Gönder