Bir mabed kirlenirken..

Saçları kazınmış,kalın enseleri şakıyor alaca karanlıkta.Beyinsizlere yövmiyeleri petrodolar olarak peşin ödenmiş ve kutsal kapıya dikmişler bunlar bostan korkuluğu gibi. Güya yumuşak mesaj veriliyor ,korku ve dehşet hatırlatılıyor.Sırıtıyor sarı dişli ve pis kokulu şoparlar.Kuklalar,pısırıklar,erkeklikten ve endamlıktan bihaber şuursuzlar kalın tül perdeler arkasından ürpermiş gözlerle seyrediyor bu trajikomik sahneyi ve titrek eller boşuna ovuşturuluyor yine.Sizlere ,beyler ,diyemiyorum,çünkü ne asaletiniz kalmış,ne de insanlığınız…

Artık burada devlet yok , müftülük yok ,demokrasi yok .Birazdan burada havada yumruklar uçuşacak ve bir mabed kanlara bulanacak…Artık burası demokrasinin beşiği değil,vahşi ve görgüsüz şoparların cirit attığı bir sirk.20 yıl önce, biraz ötedeki demokrasi alanında düzenlenen mitingleri hatırlayalım,tribundaki özgürlük trubadurlarını unutunuz mu.Bizler onları ve ideallerini 20 yıl içinde öldürmedik mi.Yok oldular onlar,yok oldu Rumyana Uzıunova,yok oldu demokras i.İmdatımıza artık yetişemeyecekler.Bizler Sofya’nın göbeğindeki bu insanlık ayıbını hak etmedik mi…

Tozçalı’da,Zavet’te yaşayan avuçları buruşuk ,yüzleri kavrulmuş Süleyman amcalarım ,İskender dayılarım ,Ayşe teyzelerim ,Fatmegül bacılarım sakın üzülmesin ,kendilerine zaten Sofya’nın müftüsünden ne zaman bir hayır gelmiştir. Zaten ne zaman sizlerin oybirliği ile seçtiğiniz bir şahıs o mabede kurulup oturabilmiştir…Bırakın kendileri temizlesinler bu pirincin taşını.Sizlerin dini inancınız ve minnetarlığınız devletin müftüsü ,hocası olmadan da her zaman el üstünde ve sevgiyle tutuşan kalplerinizde alevlenmiyor mu.Bir devlet ve toplum sizleri yok sayıyorsa,sizlerde kendi yağınızda kavrulmaya devam edersizniz,her zaman olduğu gibi.Marur ve dik duruşunuz zaten bütün dünyaya örnek olmadı mı…

Nasıl temizlenecek pis çizmelilerin ayak izleri…