Bayramınız mübarek olsun ,kıymetli okuyucularım!Aslında bugünkü yazıma eğlendirici havalara bürünerek koyulacaktım,fakat son anda bir arkadaşım bana Türkiye gazetelerinin birisinden cımbızla çıkarılmış iki satırlık bir yorum postaladı ve nedense bunun izahını benden istiyordu .Artık bütün neşem ve coşkum adeta buharlaşmıştı.Neydi bu alın yazımız bizim,bayramlarda bile siyaset ve toplum sorunlarınla boğuşuyoruz.
“Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etme sebebimiz,orada dini vecibelerimizi yerine getirmemize izin verilmeyişi ”sitemlerini yapanların,camii bolluğunda bir kez camiye gittiklerini gören olmazdı!Aksine,dini vecibeleri yüzünden göç eden bazı kişilerin yanlarında getirdikleri arabalarının arkasında da,burada içmek veya satmak üzere bulunduran yüzlerce şişe içki olurdu…”
Arkadaşımın bana gönderdiği metin bu kadar, gazetenin ve yazarının adları anlamsız ve değersiz. Bunları göçmen düşmanı bir Ali Bulaç ‘ın yazması normaldir,ama bir göçmen evladının yazması anormaldir,kendi insanına iftira atanın,kin besleyenin ne dini olur,ne seveni.Büyüklerimiz bizlere bunu öğretmişlerdi.Bir tek dini vecibelerinin çiğnenmesinden dolayı hiç bir zaman insanımız Ana vatanına geri dönmemiştir.Anadolulu ne kadar camileri ziyaret ediyorsa, göçmenlerimiz de bir o kadar bu kutsal mabetlere koşarlar.Türkiye de şu an binlerce göçmen mahallesi var ve oralardaki camileri mahalle sakinleri inşa etmişlerdir.Büyük titizlik ve şefkatle onlara hizmet etmektedirler,yaşatmaktadırlar,hatta bunlar belki de Türkiye’nin en güzel ve temiz camileridir.Bir arabanın bagajında yüzlerce içki şişesi olayını ise gülüp geçelim.İftiracı , dini vecibesine sadık olanın içkiyle bir bağlantısın olamayacağını çok iyi bilmektedir...Namazında niyazında olan hiçbir göçmen alkol tüketmez ,tabi bunların dışındakilerin arasında içkili sohbetleri sevenler vardır. Arkadaşlarımla buluşma fırsatı bulduğumda bende içerim.Ne de olsa, bizlere yakın olan Sakız Adası’nın o meşhur damla sakızı(mastika),dünyada yalnızca tek burada çıkar.Bundan elde edilen içkiler bazı padişah sofralarında servis edilmiş,Cumhurbaşkanlarımızın da ikramı olmuştur. Sayın Abdullah Gül’ün tutumuna ise saygı ve hürmet duyarız.Son zamanlarda bazı çevrelerde öyle bir hava estiriliyor ki,sanki göçmenlerden önce Anadolu topraklarında hiç alkol tüketilmemiş …Ne demişti bir şiirinde bizim büyük şairimiz Arif Damar;”Rumeliliyiz,hep güzelizdir.”Evet,lütfen ,şirinliğimizi,dinimize,vatanımıza ve milletimize karşı beslediğimiz coşku ve sevgiyi kimseler gölgelemesin …Ahmet Altan, geçenlerde bizlere “Selanikliler” kulpunu takmıştı.Severiz Selanik’i bre,hele o mavi gözlü hemşehrimize adeta bayılırız,aynı şekilde İzmir’i,Kars’ı,Urfa’yı,Samsun’u,vatanımızın dört bucağını da çok severiz ve kucaklarız.
Sakız Adası’na uzanmışken, komşumuz Yunanistan’a da bir uğrayalım.Atamızın adını bir sokağa verilmesi önerisini yapan ünlü şarap üreticilerinden Yiannis Butaris,pazar günkü yerel seçimlerin ikinci turunda 110 bin seçmenin oy kullandığı Selanik’te belediye başkanı seçildi.Atina’da ise 24 yıl sonra PASOK destekli bir aday belediye başkanı oldu.Bu arada Batı Trakya’da Yassıköy,Kozlukepir ve Mustafçova belediyelerini Türk adaylar kazandı.Türklerin oyları,Gümülcine ve İskeçe belediye başkanları ile bölge valisinin seçiminde son derece etkili oldu.Türk kelimesine tahammül bile edemeyen bu sahte medeniyetler beşiği Avrupa ülkesinde ki seçimlerde “bizim” Deli’nin ahretliği ve Yunan parlamenteri Kiryakos Velopulos İçişleri Bakanından bilin bakalım ne istedi.Yunanistan vatandaşı olan,fakat Türkiye’de ikamet eden Batı Trakya kökenli Türkleri taşıyan otobüsleri bu ülkeye sokulmamasını dile getirdi.Vay ,zavallı Kiryak,vay…Bu mudur Avrupa’nın demokrasi anlayışı?Aynı zihniyette ki her Avrupalı pek böbürlenir ve medeniyetinle,kültürünle övünür durur, ama,Haçlı Seferleri öncesi Arap dünyasının en ileri uygarlık olduğunu ise cümbür-cemaatinden gizlemektedir.Tıp,astronomi,kimya,coğrafya,matematik,mimari gibi bilim alanlarında birçok bilgiyi kendileri Arap kültüründen aşırmışlardır .İşte birkaç kelime ve ipucu;semtü’r-res – zenith, es-semt- azimut,el-cebr – algebre,sıfr – chffre.Bunlara sanayide ki,tarımda ki buluşları da ekleyebiliriz…
Ne yazık ki, günümüzde Balkanlarda ve dünyamızda eski düşmanların barış içinde yaşamasını sağlayamıyoruz.Geçmişin geleceği esir almasını önlediğimiz anda,belki de Balkanlar bir barut fıçısından gül bahçesine dönüşebilir.Ne dersiniz…
Rumeliliyiz. Hep güzelizdir..
17 Kasım 2010 Çarşamba |
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.
1 yorum:
Selanik’e Türk anıtı dikeceğim
Yorgo KIRBAKİ 20 Kasım 2010
Tarih okumalıyız. Selanik’te “Elefteria” (Hürriyet) Meydanı’na bu ismi veren Atatürk’tür. Jöntürklerin ihtilali oradan başladı. Yeraltında dört katlı garaj inşa ettireceğim, üstüne de Türklerin ihtilalini simgeleyen bir anıt dikeceğim. Biz nasıl İstanbul’a gidip Ayasofya’da dua ediyorsak, Türkler de dedelerinin yaşadığı topraklara gelip dua edebilmelidir.
YUNANİSTAN’ın Selanik kentinin yeni Belediye Başkanı Yiannis Butaris, yapacağı işlerden birisinin de şehrin merkezinde Türkler için bir anıt dikmek olacağını açıkladı. Selanik’te bir sokağa Atatürk’ün adının verilmesi önerisinin “babası” sayılan Butaris, daha göreve başlamadan (1 Ocak 2011) milliyetçi çevrelere ve kiliseye “hodri meydan” dercesine çarpıcı açıklamalar yaptı. Ponstuslu Rum ve Ermeni intikam anıtlarının bulunduğu Selanik’te yapacağı işleri Elefterotipia Gazetesi’ne anlatan Butaris “Tarih okumalıyız. Selanik’de “Elefteria” (Hürriyet) Meydanı’na bu ismi veren Atatürk’tür. Jöntürklerin ihtilali oradan başladı. Yeraltında dört katlı garaj inşa ettireceğim, üstüne de Türklerin ihtilalini simgeleyen bir anıt dikeceğim” dedi.
Türkler duaya gelsin
Aynı meydanda 2’nci Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden Selanikli Yahudiler için de anıt dikeceğini açıklayan Butaris “Biz nasıl İstanbul’a gidip Ayasofya’da dua ediyorsak, Türkler de dedelerinin yaşadığı topraklara gelip dua edebilmelidir. Anıtı dikersek, en az 300 bin Türk gelecek. Tarihi gerçekleri yok edemeyiz. Bu insanlar burada yaşadı” diye konuştu.
Kilise var cami de olsun
Selanik’e cami de yaptıracağını ilan eden Butaris, “Selanik’te Ermeni kilisesi var, Yahudi sinagogu var, neden cami olmasın? Şehirdeki Müslümanları çağırıp, işte size arsa, caminizi inşa edin diyeceğim” ifadesini kullandı.
Hadi oğlum sen git sakalını tıraş et, parti kur
SEÇİM öncesi ağır hakaretlerle restleştiği aşırı milliyetçi Selanik Metropoliti Anthimos’a açık şekilde cephe açan Butaris, “Anthimos gibilerine söylenecek söz, ‘Hadi oğlum git, sakalını tıraş et de siyasi parti kur’dur. O bulunduğu dini mertebede dünyevi konulara karışmamalıdır” dedi. Görev süresince gerek Anthimos, gerekse Karadeniz kökenli Selanik Bölge Valisi Panayotis Psomiadis ile ilişkilerinin “Merhaba, teşekkür ederim, hoşçakal”dan ibaret olacağını açıklayan Butaris, Selanik Metropoliti ile geçmişte yaşadığı bir anıyı da şöyle anlattı: “Eşim Sofia öldüğünde yakılmasını vasiyet bırakmıştı. Öldüğünde, vasiyetini yerine getirmeden önce Anthimos’dan kilisede bir ayin düzenlenmesini istedim. Kadıncağız okunmadan gitmesin diye. Eşimi köyünde gömeceğiz diye yalan söyleyebilirdim ama yapmadım. Reddetti. Çaresiz eve bir papaz çağırdık ve Sofia için dua okudu.”
Hürriyet
Saygılarımla
Yorum Gönder