Mümin Topçu
Göçmen camiası ve medyalar Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç'ın dernek yöneticilerimize yönelik repliğini hala yorumluyorlar.
Dün bir Bursa gazetesinde okuduğum yazının başlığı dikkatimi çekti;"Suçlu bulundu - Balkan göçmenleri".
Burada duralım,beyler!Balkan göçmenlerinin bir suçu yoktur,asla olamaz da.
Camiamız devletimize ve hükümetimize sadıktır.Son yıllarda çoğunluğumuz oyunu Ak Parti'ye vermektedir.
İnşallah, bu replik hayırlı vesilelere neden olur. Bir yandan büyütülmesine bir neden yok,diğer traftan, benim sezgilerime göre, bu olay göçmen camiası ile Ak Parti hükümeti arasındaki diaoloğu daha da pekiştirecek,çünkü hükümetimizin Balkanlar'a karşı duyarlılığı ve ilgisi bizlere yalnız mutlu edebilir.Bence, Bülent Arınç bey bir sitemde ve serzenişte bulunmaktadır.O, Balkanlar'la ilgili her bir projede göçmen derneklerinin aktiv rol oynamasını arzulamaktadır.Böyle bir önemli toplantıda camiamızın tanıdık simalarını görememesi kendisini doğal olarak üzmüştür.Bence, Başbakan Yardımcımız dolu salonlar sevdalısı değildir,onun amacı görüşülen konuların adresine ulaşmasıdır.
Bu vukuatdan sonra umuyorum ki ,Bursa'lı dernekçilerimiz ve aklıselim bireylerimiz yakın zamanda sayın göçmen dostu Vekilimizle Balkan göçmenlerinin sorunlarını ve görevlerini ,Balkanlar'da çözüm bekleyen problemleri hep beraber ve dostane bir ortamda konuşacaklardır,çözüm yolları arayacaklardır.
Camia yöneticilerimizin ne kadar alındıklarını ve iyi niyet elçileri olmaya hazır olduklarını Konfederasyon Başkanımız sayın Turhan Gençoğlu'nun Başbakan Yardımcımıza yazdığı mektupta dile getirilmektedir;
” İlgili tarihte Bursa’da Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce düzenlenen ve zatı âlin izinde katıldığı Balkanlar’da Vakıf Malları paneline ilgisizlik bizleri de üzmüştür. Söz konusu etkinlikle ne Konfederasyonumuz, ne de balkan dernekleri yöneticileri davet edilmemiştir. Haberimiz olsa idi davet edilmesek de katılırdık. Eğer uygun görürseniz bu konuyu ve genel sorunları karşılıklı konuşmamız için zatı âlinizi Konfederasyon yönetim kurulu olarak makamınızda ziyaret etmek istiyoruz”
Balkanlar'daki Türk ve Müslüman varlığından söz açmışken,biraz da Bulgaristan'daki duruma değinelim.Ülkemizdeki Vakıf mal ve mülkleri,Müslüman cemaatin varlıklarının tümü hak sahiplerine iade edilmemiştir.Bir çok İslam eserinin acilen restorasyona ve tamirata ihtiyacı vardır.
Türkiye Cumhuriyeti Bosna,Makedonya,Arnavutluk ve Kosova gibi ülkelerde bazı Osmanlı eserlerine sahip çıkmıştır.Şimdilik aynısını Bulgaristan için söyleyemeyiz,fakat Türkiye'de yaşayan göçmenlerin arasında en fazla Bulgaristan kökenlilerdir,en fazla sivil toplum kurumuna yine bizler sahibiz.Bu hususta her şeyi Türkiye hükümetlerinden beklemekte doğru değildir.bazı konularda bizim göçmen camiamız inisiatif kullanmalı ve öncülük etmelidir,devletimiz zaten her projeyi desteklemeye hazır.
Bu anlamda,neden acaba Kırcaali'deki Türklüğün simgesi halindeki eski Medrse binasinda hala İl devlet müzesi yer almaktadır ve bu sözde müzeye göre bu diyarlarda Türk yaşamamaktadır.
Bu sorun çoktan çözülebilirdi,fakat bizim önde gelenlerimiz bu konuda parmağını bile kıpırdatmadılar...
Geçenlerde Cebel meydanı bayağı kalabalıktı,ama iktidar partisi Deputatına ve Meclis grup Başkan Yardımcısına söz hakkı tanınmadı.
Sonuçta, bizim Bulgristan'daki sorunlarımızı iktidar güçleri çözüme kavuşturmayacak mı?
Cebel'deki kalabalık protokol topluluğu, adı geçen Deputatın önünde bu Medrese konusunu açmış olsaydı,ya da Başbakanımız sn.Boyko Borisov'a bir şekilde iletilmiş olsaydı,acaba bu soruna çözüm yolları açılmazdı mı?
Cebel'in özgürlük meydanında konuşturulmayan Deputat hanımı ,bir kaç gün sonra görüyoruz ki, İstanbul'da Ak Parti'li Bayram Paşa Belediye Başkanı ve Bultürk derneği kabul ediyor...
Acaba Cebel'e Boyko Borisov ve Tayip Erdoğan kol kola girmiş olsalardı,hele yanlarına Kasım Dal'ı da alıpta gelmiş olsaydılar,onlara da mı söz hakkı tanınmayacaktı...
Ben derim ki,iktidar partilerle iyi geçinmekte yarar vardır!
Bir de göçmen derneklerimiz siyasetten mesafeli durmalıdırlar,aksi takdirde cümle aleme rezil ve rüsvan olmaya devam edeceğiz.
Balkan göçmenlerinin,gerçekten suçu yoktur sn.Hakim...
Bu arada, benim ellerim de boş durmayacak.Manisa'nın Sancaklı Bozköy'üne gidip, bacanağımın çiftliğinden bir sepet Napoleon kirazı toplayıp sn.Bülent Arınç'ın makamının yolunu tutacağım.Hemşehrimle eskiye dayanan tanışıklığımız var.En azından Ajans BG'ye bir reportaj sağlarız...
3 yorum:
Güzel bir yazı olmuş.. eline sağlık, Mümin bey.
Soz vermeyenler suclu kabul edenler suclu
arkadas sen neredesin onu bir gorebilsek
ortada gezmek kolay cık da tarafını görelim tarafını
Ahmetten korktun ortada AKP den de korkuyorsun
sen kimden korkmuyorsun
senin kasim geliyor git o partide görev al
onuda yapamıyacağını biliyoruz kardes siz sadece konusur....
Yorum Gönder