Süheyl ÇOBANOĞLU
Bulgaristan Hak ve Özgürlükler Hareketinin 8.nci olağan Kongresi için geldiğimiz Sofya’da iyi organize olmuş güzel bir misafirperverlikle karşılandık. Parti yetkilileri ciddi emek harcayarak hazırlanmışlardı bugüne. Kendilerine teşekkür ederim.
Kongre salonunda Türkiye’de görmeye alışık olduğumuz curcuna, izdiham ve itiş kakış yoktu. Emniyet tedbirlerinin yok denecek düzeyde olması dikkatimi çektiyse de komünüst geleneğin icabı herhalde sivil polisler etrafı sarmıştır diye düşünmüştüm.Yanıldığımı HÖH Lideri Ahmet DOĞAN’a silahlı saldırı olunca anladım. Sahneden bayağı uzakta kalan birkaç güvenlikçinin dışında neredeyse hiç güvenlik tedbiri yokmuş. Büyük bir ihmal olduğu aşikar.
Bulgaristan'da Türklerin haklarını korumak amacı ile kurulan Hak ve Özgürlükler Hareketinin 19 OCAK 2013 tarihinde yapılan 8. Kongresinde 23 yıllık Parti Başkanı Ahmet Doğan'a silahlı saldırı yapılması zihinlerde bir çok soru işareti yarattı. Bu işten kim ne amaçla ne kazanır ona geçmeden önce son siyasi gelişmelere bir göz atalım.
Olay öncesinde partililer ve delegeler ağırlıklı olarak Türk Hükümetinin yani AKP’nin kongreye temsilci göndermediği ve hatta kutlama mesajı dahi çekmediği sitemini iletiyorlardı. Buna karşılık Kasım Dal’ın yeni kurduğu Hürriyet ve Şeref Halk Partisini desteklemek suretiyle Bulgaristan Türklerinin AKP eliyle bölünüp parçalanmaya çalışıldığından dert yanıyorlardı.
Siyasi bölünme sonucu Bulgaristan parlamentosundaki mevcut (37) HÖH milletvekilinin azalabileceğini, Türk adayların birbirine rakip olması nedeniyle oylar bölüneceği için Türklerin kaybedeceğini söylüyorlardı. 7-8 milyonluk bir ülkede bir milyona yaklaşan nüfusları ile çok ciddi bir potansiyele sahip olan Türkler daha önce de başkaları tarafından denenmiş bu oyuna gelinmemesini istiyorlar.
Çünkü HÖH’ün Türk vekilleri dururken, Kasım Dal’ın Türk azınlığı temsilen Ankara’da muhatap alınması, Ankara’nın son birkaç yıldır HÖH’e yönelik tavrının ifade ettiğinden dikkatleri çekmekteydi.Erdoğan’ın 18 Mayıs’taki Bulgaristan ziyaretinde Kasım Dal’ı yanında bulundurması ise Türkiye’nin Bulgaristan Türkleri’nin kendi içindeki siyasi rekabetinde tarafını belli ettiği şeklinde algılanmıştır.(*)
Bulgar cephesinde ise Başbakan Borisov, Kasım Dal’ı desteklemek suretiyle ülkedeki tek ciddi rakip olarak gördüğü Ahmed Doğan’ın gücünü ve etkinliğini azaltarak kurtulmayı düşünmesi doğaldır. Zira HÖH, 2009 öncesi dönemde Bulgaristan’da hükümeti kimin kurması gerektiğine karar verecek kadar kilit roldeydi. Borisov bunu iyi gördü ve Jivkov’un emniyet müdürü olarak Bulgar devletinin yürütme erkinin kaderini ne kadar ılımlı olursa olsun bir Türk’e bırakamazdı. Özetle Borisov, bölünmüş ve kuklaya çevireceği bir Türk azınlık istemektedir. (*)
Bulgar siyasetçilerinin bu tavırlarına rağmen AKP’nin Bulgaristan'daki Türkleri destekleyip güçlendirmesi gerekirken, bu tutumuyla iç politikada benimsendiği gibi değiştirilerek ayrıştırması soydaşları çok derinden etkilemekte ve üzmektedir.
Suikast teşebbüsü ile ilgili olarak ortaya atılan tez ve antitezleri değerlendirecek olursak ;
İlk dillendirilen husus ; silahlı saldırının, liderliği bırakmak istemiyen Doğan’ın düzmece bir oyunu olduğunu belirtenler oldu.Fakat HÖH Kongresi öncesi partinin 23 yıllık lideri A.Doğan , Sofya’da bulunan yabancı elçilere verdiği yemekte ve parti teşkilatlarıyla yaptığı toplantıda liderliği bırakacağını beyan etmiş, hatta kongre başlamadan salonda izleyicilere dağıtılan konuşma metninde de bunu açıkça yazmış olduğundan buna gerek duyacağını zannetmiyorum. Bir gün öncesinde Sofya’ya geldiğimizde konu belli düzeyde bizlere de aktarılarak , olağanüstü bir şeyin olmadığını her şeyin normal seyrinde devam ettiğini söylediler. Bu tip olaylarda her şeyin mümkün olabileceğini yaşayarak gördüğüm için kesinlikle hayır demiyorum ama bazı göstergeler bu tezi geçersiz kılıyor. Nedir derseniz ; olay sonrası tansiyonu 21’e , şekeri de 300’lere çıkan ve 2-3 saat hastenede iğnelerle sakinleştirilen Doğan’ın düzmece bir olaydan bu kadar etkilenmemesi gerekirdi. Ayrıca ayrılacağını yerli yabancı tüm çevrelere ilana gerek yoktu.
İkinci tez ; Kasım Dal ve Korman İsmailov’un yaptırdığını iddia edenler oldu.Bana göre kesinlikle ihtimal dışı, çünkü ismi geçenlerin bunu yapmak için zeka düzeylerinin çok düşük olması gerekiyor.Hani parti içinde çok güçlü bir ikinci adam olsa liderin vefatından sonra liderliği üstlenmek için yapmış olabilir denebilir ki o bile imkansız.
Üçüncü olarak; Türk Hükümetinin yukarda da belirtildiği üzere hoşlanmadığı A.Doğan’dan kurtulmak için bunu yaptırdığı söylendi.O da imkan ve ihtimal harici.Zaten bırakacağını yedi düvele duyurmuş olan birisine karşı Türkiye niye böyle riskli bir operasyon yapsın. Bir ülkenin bu tür örtülü operasyon için hayati derecede çok önemli bir sebebinin olması lazım. Türkiye bugüne kadar terörist devlet damgası yememek için PKK teröristlerine bile dışarıda operasyon yapmadı.Kaldı ki kendi soydaşına asla böyle bir şey yapmaz. Devlet konseptinde böyle bir şey yok.
Dödüncü tez; Burgaz doğumlu uyuşturucu ve hırsızlık suçlarından sabıkalı , 25 yaşındaki Türk kökenli Oktay Enimehmedov isimli saldırganın bir anlamda meşhur olmak için kendiliğinden bu işe kalkıştığı iddiası. Tamamen olmaz diyemem çünkü bu tip hasta ruhlu insanların varlığı inkar edilemez ama çok geçerli bir gerekçe değil.
Beşinci tez ise, Bulgar derin Devletinin yeni seçilecek Lütfi Mestan’a ve partinin yeni yönetimine bir gözdağı verdiğiydi ki bence yabana atmamak gerekir. Çünkü A.Doğan’ın neyi nasıl yapacağı nerelerde ne tepki vereceği biliniyordu. Fakat yeni seçilecek lider tanınmakla beraber koltuğa oturduğunda ne yapacağına dair şüphe kalmamalıydı.Bu nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda bir uyarı olabilir. “Bizi umursamazdan gelip te yanlış yapma , ayağını denk al.İstersek binbeşyüz kişinin içinde gelir kafana sıkarız, ona göre” demek istemiş olabilir. Bir anlamda “Bulgaristan Türklerini Birleştirici rol oynayan HÖH partisine”ayar çekilmiştir diyebiliriz.Yukarda da belirttiğimiz gibi , bölünmüş ve kuklaya çevrilebilecek bir Türk azınlık istenmektedir nihayetinde…
HÖH’ün 23 yıllık performansını beğenmeyen ve ağır eleştiriler yöneltenlere göre ; Türk azınlığın haklarında gözle görülür bir ilerlemenin kaydedilmediği, BTMKH sonrası süreçte Bulgar derin devletinin bir ürünü olduğu, komünist dönemde ajanlık yapan Türklerin partide yoğun olarak bulunduğu, parti liderinin firavunlaştığı, iki dönemli koalisyon ortaklığına rağmen Türk bölgelerine yatırımların yapılmadığı, camiler onarılmazken İstanbul’daki Bulgar kilisesine bağışların yapıldığı, seçilen HÖH’lü vekillerin Bulgaristan’ın AB üyeliğinde İlerleme Raporları’nda takdir edilmekten başka bir işe yaramadığı, parti mensuplarının aşırı zenginleştiği, parti içi muhalefet yollarının kapalı olduğu gibi ifadeler dikkat çekmektedir. (*)
1877-78 Osmanlı-Rus savaşından beri yaşadıkları zulüm, katliam ve soykırımlarla yaşadıkları acıların hatıralarını taşıyan göçlerle bölünen Bulgaristan Türkleri, bugün siyaseten bölünmemeli , birlik ve bütünlüğünü muhafaza edebilmelidir.Geçmişte yaşanan benzer siyasi parti örnekleri Türk’e karşı olanlar dışında kimsenin işine yaramamıştır.
Saldırganı yönlendiren şer güçler ve amaçlarının en kısa zamanda tesbit edilmesi , yargıya intikal ettirilmesi Bulgaristan devleti ve güvenlik güçlerinin en öncelikli konusu olmalıdır.
Sn.Ahmet DOĞAN’a kararının hayırlı olması dileğiyle bundan sonraki yaşantısının sağlık, huzur, mutluluk içinde geçmesi temennisiyle, siyasi tecrübesiyle partiye ve topluma yol göstermek suretiyle katkı sunacağına ve çalışmalarından yararlanılacağına inanıyor, yeni Başkan Lütfi Mestan’a görevinin hayırlı olması temennisiyle çalışmalarında başarılar diliyor şahsında tüm parti teşkilatlarına ve Bulgaristan Türklerine saygı ve selamlarımı sunuyorum.
http://www.internetajans.com
7 yorum:
beyefendi güvenlik görevlisine gerek yokmuş
zaten görmedinizmi onsıradaki milletvekılleeri uyeler bir anda tartakçı ya dönüşüyo kontrol altında tutulan savunmasız birini öldüresiye dövüyo.
sizin boyle uyelerınız olsa guvenik ne gerek.
senin benim ortaya koyduğum tez önemli değil
bir suru tez var
kişi şaka diyor kimi senaryo show dur diyor
önemli olan oktay ın yaşadığı hayat
yoksuluk çaresızlık
bence ders alınmacak bir mesaj
partıle halkı zayıflatıp güçsüz hasta kitleye dönuşturup sırtına bitmek
Türkler, Bulgaristan'da siyasi birlik kuramaz, hele bu eski kafalı ajanlarla. Türkleri Türkçülük ülküsü birleştirebilir.
Türkleri HÖH bir arada tutmuyor, Türk olmak bilinci bir arada tutuyor, fakat sadece milli bilinç yetmez Türkçülük ideolojisi olmadan.
Türkçü bilinç olmadıktan sonra meclise 50 milletvekili de soksanız nafile, hiçbir faydası olmaz.
Suheyl Çobanoğlu hangi birlik ve beraberliği destekliyor bir bakalım:
--1990 yılında 100 bin olan Türkçe okuyan öğrenci sayısı, 2013 yılında 8 binlere inmesini..
-- 1992 yılından beri Türkçe ders kitapların basılmamasını...
-- Bulgaraistan'da yaşayan Türklerin çeşitli yöntemlerle malvarlıklarının gasp edilmesini...
Gençlerin Avrupa'da gurbet ellerde çürümesini...
Erkeklerin Sofya gibi büyük şehirlerde inşaatlarda ağır şartlarda çalışıp, maaşlarının alamamasını...
Kadınların cüzü bir maaşla çalışmasını...
Yaşlıların 40 sene çalışmaya karşılık 70 Euro maaş almasını...
Türklerin her yerde hor görülmesini...
Türkiye^'de yaşayan Türklerin seçme ve seçilme kaklarınını gasp edilmesini...
Peki, bunu ne için yapıyor?
Sofya PRENSES otelde veya başka bir lüks otelde bir iki gün iyi karşılanmak için...
SÜHEYL BEY, SAYGINIZA, İLGİNİZE, KONGREYE KATILMANIZA TEŞEKKÜR EDERİZ, AMA SİZE VE HERKESE ÖNEMLİ SORULARIMIZ VAR:
HÖH, TÜRKİYEDEKİ CAN KAN KARDEŞLERİMİZİN GÖÇMEN DERNEKLERİN HEPSİNİ DAVET ETTİ, AMA NEDEN BULGARİSTANDAN TÜRK KÜLTÜRÜ İLE İLGİLİ ÇOK ÇALIŞAN DERNEKLERİ DAVET ETMEDİLER?
BULGARİSTANDAKİ TÜRK KÜLTÜRÜ İLE İLGİLİ DAHA YOĞUN ÇALIŞAN HANGİ DERNEKLERE DESTEK ÇIKTI VEYA HANGİSİNİN FAALİYETİNE SAYGI GÖSTEREREK KATILDI?
HÖH, KENDİ DÜZENLEDİĞİ KÜLTÜR FAALİYETLERİNİN HANGİSİNDE SEÇİM KAMPANYASI YAPIYORMUŞ GİBİ SUNUMLAR VE DAVRANIŞLAR YAPMADI, HANGİSİ KÜLTÜR AMAÇLI DÜZENLENDİ? HANGİSİNDE SUNUMLARINI YAPIP ÇEKİP GİTMEDİLER?
HÖH LİDER VE YÖNETİCİLERİNİN HANGİSİ KENDİ MADDİ ÇIKARISINA ÇALIŞMADI? LİDERLERİMİZİN SADECE MANEVİ GÜCÜ DEĞİL, MADDİ GÜCÜ DE BÜYÜK OLMASI TARAFTARIYIZ, AMA HÖH ZİRVESİNE ÇIKINCA EDİNEN MAL VE MÜLKÜN TOPLUMA FAYDASI OLDU MU?
Sn.ÇOBANOĞLU, değerlendirmenizi dikkatle okudum.her kelimesi özenle seçilmiş,mantıklı,tutarlı,gerçekçi ve özgün bakış açınızla adeta ders niteliğinde.Tesekkür ederiz.Bazı yorumcular yazarla,partiyi,hükümeti karıştırmışlar yine.Siz bir gözlem ve değerlendirme yapıyorsunuz algılama sorunu olanlar suçlama gayretinde??? Recep
eger ANKARA ya ragmen hoh aday gosterirse kime hizmet ettigini gosterir
Madem bolummeyelim diyorlar ANKARA nin yanin da oldugu adaylri desteklesinler.
Ama onlarin derdi baska ......maymun gozunu coktan acti .........Hem bunlar TR desteyi olmadan nasil koruyacaklar TURKlerin haklarini ...Bolunmeyelimmis
biraksin ajanlar gelsin gencler bolunmeyelim.
Yorum Gönder