Dereceli hassasiyet, göreceli algılar

20 Ocak 2013 Pazar |


Asiye UMUT

Konuşabilmek. Dinleyebilmek. Anlaşabilmek.
Bu kavramlar, dostluk kapılarını herkes için açık tutar,ama arayış ve beklentiler olmaksızın her zaman tetikte kalmak gerek.Kimin kapıyı çalacağı hiç belli olmaz.Gelişinden, duruşundan ve bakışından belli eder insan kendini.Önce yabancıdır, ya da bir hiç kimsedir.Bazen hiç tanımadığın birinle ortak yanlarının oluşumuu farketmek çok güzel bir duygudur.Yeni bir dost çehresini keşfetmenin gerekliliği veya gereksizliğini hiç sorgulamadan,yeni birisini tanımak,bende ki keşifi diri tutar.Hemencecik algılarım ve hassasiyetim yukarıdan salınan buyruğa odaklanır...
Karşımdaki insanın yaklaşımını tartar ve biçer, ona göre ya alır, ya atar, ya da satarım...Ama öncelikle tanımaya çalışır,sonra değer biçerim.Dostluk kriterlerinin de belli spesifik değerleri olmalı.Her kapıya gelenden de dost olmaz.Arkadaş, sevgili veya eş olunsa bile, dost olunmaz.Zaten, dialog kuramadığım bir kimseyle uyuşamam hiç bir konuda.Görüntüsü, cinsiyeti ,sosyal statüsü ve de mali durumu, ya da kariyeri ne olursa olsun.Hitabeti veya seviyesi yoksa; kimci ve neci olursa olsun, aman uzak dursun.Dostum olmasın derim...
Aşırı özgür ve de kalıplara sığmayan genel hallerim vardır ki; bu bazılarının hiç işine gelmez.Bu hallerime, kadın olmakta eklenince beni hazmedemeyenler çoktur.Kadına bakış açısı öyle farklıdır ki ; bu genellemeden ben de nasibimi almışımdır.Erkeğin bakışı bellidir.Amacı da.Önce seni dolu bir coca cola şişesi gibi görür (hani eskiden kıvrak hatlı cam şişeler vardı)...O hep nasıl içsem de bitirsem derdindedir.Kadının bakışı ise hemcinsine karşı mesafelidir.Yargılamalarla dolu, tereddüt ve özentilerden kaynaklı durumları kadınların yeni dostluklarına en büyük engeldir.Kimin şahsen bana nasıl baktığını ve ne düşündüğünü çok zaman umursamamışımdır.Ha, bazen yanlış ve haksızca değerlendirmeler vukuatlarına üzülmüşümdür.Kimseyi memnun etmek için yaşamıyorum ben.Ama bu yaşamı insanlarla paylaşıyorsam, yardımlaşmaktan da ayrı bir haz alırım.Yardımlaşma konusunda ki hassasiyetim ise insanlığa olan saygımdandır.İmkanlar çerçevesinde elimden ne gelirse paylaşımlara açık, orta da bir şahsiyetim.Hem çok sevilen,eleştirilen,yargılanan, kıskanılan ama, bunlara rağmen kaybedilmek istenmeyen biri olmak bir ayrıcalıktır.Yani birilerinin beni böyle kabullenmesi ve sayması.Gücümü ve kararlığımı bildiklerinden,benden medet umanların kalabalığı beni mutlu eder.Hele ki,dost diye kabullendiklerimle fikir ve duygu alışverişinde bulunmak beni adeta alıp götürür...Hassasiyet derecemi artırır.Konuştukça derinleşen bir yanım vardır.Düşünceler, fikirler,yaşananlar.Kimi hayal kırıklıklarınla dolu, kimi tebbessümle hatırlanan an ve anılar.Yaşanacaklara dair planlar ve kimi özel, kimi sıradan şeyler.O an ki ruh halim neyi hükmetmişse, çoğu öyle yaşanmış, su gibi akan haller.Doğallık derseniz,had safhanın doruklarında.Zaten yapmacık olmayı da, oynamayı da hiç beceremem.Buna gerek te duymam...
Şuğurlu insan ne istediğini bilir.Yaşamı kendine göre öğrenir ve kendine göre yorumlar.Arzu ve ilgi alanlarını kendi kıvamına göre ayarlar.Ama mutlak ortak paylaşımlar vardır bu öğreti ve yaşanmışlarda.Öyle gençler var ki; bizim 40' lı yaşlara gelene dek öğrendiklerimizin hamurunu 20' li yaşlarda yoğurabiliyorlar.Şaşırıyorum bazen ve düşünüyorum.Zaman farkı mı?İmkanlar mı?Zeki olmak mı?Yaratılış mı?.Sanırım, bunları yetiştirme ve eğitim bütünlüğü pekiştirmektedir. Bazıları ise hiç sorgulamadan, öğrenmeden ve yorumlamadan bir ömrü böyle törpüleyip götürür.Hayal ötesi, aynı zamanda gerçekçi olmak gerek.Sadece başkalarının kalıplarına uyarak değil , insan kendi özgür iradesinle hareket halinde yaşayabilmeli.Hayatı öğrenerek yaşamaktansa, yaşayarak öğrenmenin önemini kavrayabilmektir asıl olan.
Her insanın bir hassasiyet derecesi vardır.Algılar göreceli de olsa, mutlaka bu derecelerin ölçümünde işe yarar.İnsanlara yaklaşmak, hatta dokunmak çok kolaydır.Zor olan hissettirebilmektir.Anlık dokunmalarla, anlık zevkleri yaşayanların algılayamadığı da budur.Bir insanın neresine dokunduğun önemli değil,kendisinde uyandırdığın histir gerçek gönüllere dokunmak,okşamak ve sevmek...

2 yorum:

Adem Hayrullah Musaoğlu dedi ki...

...çok güzel yazmışınız Asiye Umut hanım...elinize saglık,kaleminiz hiç tükenmesin...

Adsız dedi ki...

Bizler de aile boyu yeni yazarımıza; "Hoş geldiniz diyoruz!"Büyük merakla başka yorumlarınız bekleyeceğiz,çünkü yazı tarzınız cana ve yüreğe yakın geliyor...

Yorum Gönder

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve AJANS BG'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Мненията на редакцията и на автора/ите могат да не съвпадат.