Sevgili arkadaşlar, merhaba!
Yepyeni haftamız umutlar ve gülücüklerle dolu olsun inşallah!
Umarım keyfiniz ve sıhatiniz yerindedir. Sömestr sonu
diye AjansBg yazılarımı ihmal etmek zorundaydım ve sizlerden biraz uzak kaldım,
ama hasret sona erdi ve yine buradayım. Sınavlar için çalışırken acaba bu
haftaki yazım ne olsun düşünmedim değil ve çok farklı konular geçti aklımdan.
En sonunda kendimden ve arkadaşlarımdan yola çıkarak sanal dünya ve günümüzdeki
ilişkileri konu olarak işletmek istedim. Hadi hayırlısı!
Modern bir çağ’ da yaşıyoruz ve artık herşey eskisinden
daha çabuk gerçekleşiyor. Örneğin, eskiden mektup yazardık .Hanı anneler,
babalar, dedeler demeyeceğim, çünkü yaşım bu kadar ilerlemedi(29 bile yokJ)ve ben bile zamanında mektuplar yazıp yolluyordum. Hatırlıyorum ,annem
bana renkleri farklı olan zarflar ve kağıtlar alıyordu , hem de o mis gibi
parfümlü olanlardan. Ben ilkokuldayken modaydı işte öyle defterler, zarflar vs.
Şimdi ise tek tuşla mail yollayabiliyoruz dünyanın öbür ucuna. Hiç sikayetçi
değilim, aksine. İlerlemek, yeni teknolojilerden faydalanmak çok güzel bir şey
ama bazen abarttığımızı düşünüyorum ve ayrıca o eskıden zevk aldığımız
fırsatlar yok artık. Keşke o kadar nadir Yeni Yıl kartları almasam ,mektuplar
da gelse mail yerine.. Bir başkadır o elle yazma çabası, şekli ,heyecanı.
Sonra biz çocukken doya doya oyunlar oynardık mis gibi
havalarda. Komşu çocukları gelip beni “Ajdaaaaa!Ajdaaaaaa!” diye
çağırıyorlardı. Eve de toplanıp oyunlarımızı oynardık. Evcilik oynardık, herkes ne meslek seviyorsa onu da. Dışarı
çıkıp oyunlardan sonra bir dilim ekmek, üstünde kırmızı biber, sıvı yağ ve
tuzla Bulgarca dedığimiz “tsiganska banitsa” ,yani “çingene” böreği yerdik. Ay, nerde o günler!
Mesela bir sene annemle Marinka köyüne
gitmiştik.Arkadaşlarımızın evi vardı.Babalar işte biz 5 kız keyf sürüyoruz.
Annelerimiz yemek yapıyor biz bahçede oynuyoruz. Doğum günleri orada kutlandı,
hepimiz büyüyünce eeeeen güzel olacağız ya ,sözde güzellik yarışmaları
yapardık. Ne komik ve aynı anda içimi acıtan anılar. Neden mi? E oynamıyor bu
oyunları çocuklarımız. Çünkü artık bu bilgisayara kitlendi herkes.7’den 70’e
kadar herkes birşeyler arıyor. Ufak çocukların Facebook’u var oyun oynuyorlar
günün 20 saatinde. Neden dışarı çıkıp oyun oynamıyorlar peki sizce?Yine
Internet yüzünden. Asosyalleşmeye de başlarlar bu şekilde.Düsünün şimdi bir oda
ve içinde bir çocuk.Oturmuş çocuk bilgisayar başına -oynuyor hemde nasıl..Bir
oyuna yapışmak bir nevi. Yemekten de kesilir, sudan da ,konsantrasyon
bozulmamalı.. Bir kez daha!Son kez! Aaaaa,şimdi süper puanı alırım ve herkesi
yenerim.. Nasıl bulacak arkadaş bu çocuk diyorum? Anne-Baba-Çocuk ilişkisi de
kopuyor bir anda.İstemeden, ruhunuz bile duymadan çocuğunuz sizi her gün daha
çok ihmal etmeye başlayacak.Real hayatın yerine sanal dünyada yaşayacak.Buna
“dur “demeliniz!Bilgisayar bağımlılığını hiç duydunuz mu?Bence araştırın ve ne
kadar
tehlikeli bir şey olduğunu anlayın.
Neden eskisi kadar kitap okunmuyor? Neden tiyatro, opera
ihmal ediliyor? Neden insanlar aşık olmak yerine sanal ortamda hiç
tanımadıkları birine “aşkım” demeyi tercih ediyorlar? O kadar mı korkak olduk
biz? Ne biçim değişim bu? Arkadaşlarımızla bir kahve içeceğimize sanal kahveden
fal baktırıyoruz. Acaba aradığımız esmer yar beyaz atla mı gelecek, beyaz
arabayla mı? İnanın çok bunaltıcı bir durum. Ne kadar kolaylık vermiş olsa da
bu Internet romantikliği de bozdu, ilk görüşte aşka da engel oldu. Ne diyelim
yani? Ben ona ilk tuşta aşık oldum mu? Yok artık! Hele ki o yapmacık dandik
öpücükler ne ya?Her türlü şey emotikonlar var-baş sallamaktan hasta hale kadar.
Bunu da bırakın Bayram’da seyranda aramak yerine Facebook’dan ulaşmayı tercih
ediyoruz. Bu cimrilikten de değil,ama malum yeni
adet,kolaylık. Ben mektrup istiyorum, kardeş! Gerekirse açık adres bırakayım
yazın bana, canlarım.. Bu Internet yalnızlığa son verelim, arkadaşlar. Dışarıda
bizi bekleyen pırıl, pırıl bir hayat var.. Keyfini çıkartmak lazım değil mi?
3 yorum:
sen bir melek sin Ajda.allah senden ragzi olsun.sevgiler ve mutluluk sana,annene ve babana.sizi cok seviyoruz.
bg türkleri arasında iyi arkadaşlık vardır ama vefa,fedakarlık birbirini tutma yoktur .bu yüzdende bizden bi cacık olmuyor
ajda hanım bulgaristandaki çalga kültürünü eleştiricem çunku yollarını iyice sapıtmışlar çalga muziğin başında bulunan aziz teodora andrea gibi isimler sanki halkın çıplaklıktan sapıklıktan hoşlandığını düşünüyorlar.
Avrupa ya girdikten sonra özgürlük kavramını dahada azıtmak kişiliğiyle değil vucudunu pazarlamaktan geçtiğini sanıyorlar
özgürlük kavramı her istediğini yapmak değil
özgürlük baskı altında kalmamak,bir güç tarafından ezilmemektir.
örneğin TEODRA sinan akçıl yatafından taciz edilmiş salak teodra farketmiyor tepki bile vermıyo .halinden memnun görunuyo tokatı basması lazımdı
eeeee çalga kafasıyla egzotık hareketler yaparsa onu oyle tacız ederler kendi aranıyo
artı sinan akçıl onunda resmen dalga geçiyor.
bir insan kendini bu kadarmı basit düşürür.
bulgaristanın imajını tayvand gibi tanıtıyorlar.
ajda hanım
bildiğiniz uzere serdar ortaç bulgarıstana geldi niye geldi biliyormusun müzik için değil
burdakı çalga kulturu gençlerin ceplerindekı parayı çekmek için .
kol açan etti bi denedi piyasayı
simdi sinan gelmiş azis i ıyı tanıyor herhalde yakınlık kan çekmişdir diye düşünüyorum
kısa ajda hanım klıpler rezalet
bulgaristanı yanlış temsil ediyorlar
bu şekıl meşhur olamazlar sadece komik ve ...... olurlar
yunanistan elena paparezou şarkısını ciddi okudu ve 1nci oldu senelerce sarkısı hıt oldu
vucudunu sergılemedi abuk subuk el kol hareketleri yapmadı
bulgaristanın durumu hiç olmadığı kadar yanlış çalga yüzünden
din öncesi bile bu kadar ahlaksızlık yoktur
hele azis bg erkeklerin ımajını düşüruyosınırlama getirilsin diyorum
sizi çok seviyorum öpüyorum
emel sevgiler
Yorum Gönder