Vefasızların çelenkleri ve boy boy fotografları

Siyaseti bilmeyen siyasetçiyim, dernekçiliği bilmeyen dernekçiyim, şiiri bilmeyen şairim diyenlerden geçilmiyor ortalık.
Sıralamaya devam etmem anlamsız, çünkü çevremiz bir o kadar karmaşaya ve çarpıklıklığa hakim ki, bazen ne yazacağımı şaşırmıyor değilim.

Yıl sonu anma törenlerinde ki kepazelikler yine tekrarlandı.

Herifin teki, sıcak ve serçe sarayında, rahatlık ve derin huşu içinde bağdaşını kurmuş,rahatlıkla enfiyesini çeke dururken,buzlarla donatılmış Rodoplar kayalıklarında, yağlı maaşa bağladığı sadık yeniçerileri, şehitlerimizi anma merasimlerinde padişahın tahtı ve keyfiyeti için yine resmen oy ve sadakat dilendiler. Zamanın acı ve unutulmaz olayları, kendilerinin aramıza sokulmanın bir bahanesiydi.

Göz boyamaya kalkıştılar ve siyasi şovlar tertiplediler, saltanat bayrağı salladılar durdular.

Kimlere hizmet ediyor bu saltanat acaba?

Çelenk boyu yarışına bile kapıldılar.

Yalnızca buralara neden geldiklerini unuttular.

Bu şekilde günah işlediklerini, merhumların ruhlunu incittiklerini, kendlerini siyasilerin peşine takılan müftülerimiz bile uyarmamıştır.

Bunca para yok yerine israf olurken, kimse şehit ve kahramanlarımızın mezarlarını onarmaya yanaşmadı, kimse gidip bunların yaşayan akrabalarına yardım eli uzatmadı.

Sözünü ettiğim padişah bizim bildiğimiz olanlardan değil, yeniçerileri de farklılar. Gavurdan devşirme değller onlar, ama Boyana saraylarında eli kanlı polkovnikler tarafından eğitilmiş ve bir tek sahte tahtta oturana itaat ederler.

Sofya Parlamentosunda ve Merkez Camii cemaati arasında göremediğiz o esrarengiz zatın kıblesi de farklı, icraatları da beklentilerimizden uzak ve farklı.

Geçenlerde, Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneğinin saytında bir polemiğe girdim.Oradaki yazdıklarımla bugünkü notumu noktalamayı arzuluyorum.

"Kırcaali, Bulgaristan'daki Türklüğün merkezidir diyorsunuz, ama böyle bir bölgede hiç ьna dil okunmaz ve sevilmez mi?

Ardino gibi bir kasabamızda bile öğrencilerimiz Türkçe ders görmemekte.

Ünlü ecdadımız Kırca Ali'nin mezarı berbat durumda. Geçen yaz, onu anma töreni düzenlendi,ama nedense beş-on kişi katıldı.

Ayşe Molla çeşmesi yok oldu gitti.

Meşhur eski Medresemiz ne iade edildi, ne de dinimize hizmet etmektedir. Güya Türklüğün merkezini Türk evlatları idare ediyorlar, birkaç kez de ulusal iktidar ortağı oldular, ama nedense o Medrese binasında bugün hala Kırcaali bölgesinde Türklerin yaşamadığı ıspatlanmaktadır.

Geçen yaz Cebel'in meşhur Özgürlük meydanında ki kutlamalarda "Ajanlardan, hainlerden hesap sorulsun!" pankartlarını taşıyan kardeşlerimiz iteklendi ve dövüldü.

Daha fazlasına lüzüm yok.

Geçen bunca yıl zarfinda Türk topluluğumuzda bir çok olumsuzluk gerçekten giderilebilirdi.

Bunun suçluları belli, vefasızlıklar çelenk sergilemekle ve onların önünde boy boy fotograf çektirmekle ödenmiyor galiba...