Bulgaristan’da demokrasi kazanmalı

Bulgaristan’da 23 yıldan beri ilk defa alışılmışın dışında gelişen olaylar yaşandı. İdare tarafından Türklere ve Müslümanlara 1960 yıllarında uygulanmaya başlayan soykırım politikasına karşı mücadeleden dolayı cezaevlerinde ve Belene adasında yatanlar yıllar sonra çoğunluğu Türklerden oluşan HÖH yönetimi tarafından unutulmaya mahkûm edildiler. İlk defa cezaevleri, Belene mağdurları kendi inisiyatifleriyle Kırcaali ilinde 1984 – 1985 yıllarında Bulgar Komünist totaliter rejimi tarafından şehit edilen Türkler anısına HÖH dışında anma törenleri düzenledi. Kırcaali ilin Kirli Kayalıoba köyünde bebek denilecek Türkan, dedesinin omzuna oturmuş Türklere soykırım uygulandığı politikasına karşı küçük yumruklarını havaya kaldırırken gözü dönmüş Bulgar başıbozuğun keleşinin namlusundan çıkan kurşunla şehit ediliyor. Türkan bebek iki yaşını bile doldurmamıştı. 26.12.1984 yılı Türk halkı kasaba merkezine toplanarak yetkililerden gelecek bilgileri almak için bir araya gelerek ilçe komünist partisinin binasın önüne giderek beklemeye başladılar. Yetkili olmadığından dolayı belediye binasına yönlendiler. Muhatap bulamayınca merkeze yönlendiler. İşte o zaman nereden gelindiği bilinmeyen silahlandırılmış siviller kalabalığın üzerine çullanarak dağıtmaya çalıştılar. Kasaba parkında 16 yaşındaki genç şehit edildi. Sokakta yürüyen günahsız bir Türkü gözü dönmüş Türk düşmanı sivil şehit etmişti. Olaylar ertesi günde devam etmişti. 27.12 1094 yılı Mestanlı Hayranlar köyü girişinde gece saat 22.00 sularında köylü direnişe geçmiş ama üç şehit ve o kadar da yaralı vermişti. Olayları bizzat yaşayanlar her yıl aynı tarihlerde şehit edilen arkadaşların anıtlarına çelenk koyup anma törenleri düzenliyorlar. Yıllar içinde HÖH’ün tekeline geçen anma törenlerinde her geçen yıl daha az mağdur davet ediliyor. Son yıllarda HÖH yönetimi (Birçoğu eski DS ajanlarından oluştuğu öne sürülüyor) anma törenlerini kendi çıkarları doğrultusunda düzenlemeye başlayınca olay mağdurları kendi inisiyatiflerini kullandı. Özgürlük ve Onur Halk Partisi Genel Başkanı Korman İsmailov’u davet edip şehit düşen arkadaşlarının anıtlarına çelenk koydular.
YOLUN KARŞISINA GEÇEN TÜRKLER
1988 yılıydı. Cezaevinden serbest bırakılmış, on gün evrak düzenleme sürecinden sonra Kuzeybatı Bulgaristan’ın Lom kasabası Dondukovo köyüne sürgüne gönderilmiştim. Kasaba sokaklarında yürürken özellikle belediyede ve yönetici konumunda çalışan Türkler beni gördüklerinde kendilerini sokağın diğer tarafına atıp karşılaşmadan kaçınıyorlardı. Ne yazık ki geçen yılın Aralık ayındaki Bulgaristan ziyaretimde de Belediye’de çalışanlar ve ihale alan iş adamları ÖOHP partisini desteklediğimden dolayı aynı 1988 yılı gibi beni gördüklerinde sokağın diğer tarafına geçti. Bu da beni ciddi şekilde düşündürdü. HÖH içinde üst düzey bir kısmın kendi çıkarları doğrultusunda halkı baskı altında tuttukları söylentisine inanmamıştım. Ancak artık insanları gerçekten sindirdiklerine inanmaya başladım. HÖH kimler tarafından kuruldu ve zaman içinde kimlerin ellerine geçti. Her ne olursa olsun Bulgaristan’da demokrasi kazanacaktır kazanmalı.