BAL-GÖÇ Federasyonunun Kurucu Başkanı Mümin Gençoğlu’nun, “Hayatımın en büyük hatası, siyasete girmemdir” dediğini, onun yakın çevresince çok iyi bilinir.
Buna rağmen, şu anki bazı BAL- GÖÇ Federasyonu(BGF) veya Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu(BRGK) Yöneticileri, 12 Mayıs Günü, Bulgaristan’da yapılacak olan genel seçimlerle ilgili Hak ve Özgürlükler Hareketi(HÖH) Partisi destekli çıkışları hayli şaşırtıcı…
Lüleburgaz BAL-GÖÇ Trakya Derneğinin Kurucu Başkanıve üç dönem aynı derneğin Yönetim Kurulu Başkanı, Edirne Balkan Türkleri Federasyonu(BTF) kurucu üyesi ve iki dönem aynı Federasyonun 2. Başkanı, 2006 yılındaki BRGK’ nın ilk Genel Kurulunda aynı Konfederasyonun Denetleme Kurulu Üyeliğine seçilmiş birisi olarak, gerek Federasyon, gerek Konfederasyon çalışmaları için yapılan toplantılar esnasında BAL-GÖÇ veya BRGK Yöneticilerini izleme fırsatım oldu.
Bu toplantılara katılan tüm dernek yöneticileri, Konfederasyonun siyaset üstü bir Sivil Toplum Örgütü(STÖ) olması gerektiğinden hemfikirdiler.
Şimdi ne değişti de BGF veya BRGK yöneticileri, Bulgaristan seçimleriyle ilgili siyası çıkışlar yapabiliyorlar?
Ne değişti?
***
2006 yılında BRGK’nın ilk Genel Kurulunun Konak Kültür Evinde yapılmasına rağmen ve aynı toplantıda Yönetim, Denetleme ve Disiplin Kurullarına seçilenler, görev dağılımı yapılması için, - Denetleme Kuruluna seçilmeme rağmen gitme gereği duymadığım - bir konserve fabrikasına davet edilmişlerdi ve görev dağılımı için “konsensüs” sağlandıktan sonra kendilerine birkaç türlü(!) konserveden oluşan hediye paketleri verilmişti…
Ve… İki sene Konfederasyonun hiçbir faaliyeti olmadı,hatta Konfederasyonun belirli bir adresi bile olmadı. Ancak Konfederasyonun 2008 yılındaki 2. Genel Kurul toplantısına iki ay kala bir yer kiralanıyor ve birde sekreter tutuluyor. Genel Kurul öncesi delegeler hayli tedirgin, kimisi sosyal haklarla ilgili hükümetten hoşnut değil ve Konfederasyon adına hükümet karşıtı bir bildiri yayınlanmasını istiyor. Buna karşılık Konfederasyonun başındaki zat ise, şunun gibi bir şeyler söylüyor:
“ Babadan kalma bir arazim var, bu araziyi yeşil alan yapılmaktan kurtarmak için çabalıyorum onun için bu hükümete karşı elim kolum bağlı”
Seneler geçti, bilmem o araziye neler oldu. Fakat görülen o ki, bazı BGF veya BRGK Yöneticilerinin bir kısmının Türkiye ayağında, bir kısmının da Bulgaristan ayağında her nedense elleri kolları bağlı gibi.
Öyle olmasa Bulgaristan’da HÖH Partisini desteklerken…
2006 yılında DS(eski rejimin gizli servisi) dosyaları açıklandıktan sonra ve aynı parti yöneticilerinin neredeyse tamamının DS ajanı olduğu bilinirken, nasıl oluyor da bunlarla saf tutmaktan çekinmiyorlar?
1992 yılından beri Bulgaristan’da Türkçe ders kitapları basılmadığını nasıl kabullenebiliyorlar?
1992 yılında Türkçe eğitim gören çocukların sayısı 115 bin civarındayken, şimdilerde 8 binin altına düşmesini nasıl karşılıyorlar?
Sesilli ve Kibariyeli bol bol seçim mitingleri yapılırken… HÖH Partisinin Türkçe eğitim konusunda hiçbir miting ve yürüyüş yapmamasını nasıl doğal karşılayabiliyorlar?
Türkan bebeği anma törenlerinde tek parti dönemindeki olduğu gibi, kürsüde HÖH Partisi ile saf tutarken, Bulgaristan’da binlerce Türkan ve Türker’in Türkçe eğitim almazken, binlercesi de gurbet yollarındayken, nasıl oluyor da kendilerine “ Büyük ve Önemli” pozları vererek mutlu olabiliyorlar?
Türkan bebeğin Bursa’da, yani yanı başınızda yaşayan 1986 doğumlu, üç yaşında göç eden, yine Türkan isimli kız kardeşinin eğitimi için gerekli ortamın yaratılmamasınıgörmezden gelerek nasıl bu kadar ikiyüzlü olabiliyorlar?
Binlerce özgürlük havarisi yerinden yurdundan edilmişken, Cebel’de 19 Mayıs günü, totaliter rejime karşı yapılan ilk protesto yürüyüşünü anma törenlerinde, yine tek parti dönemi gibi kürsüyü işgal eden eski DS ajanlarıyla saf tuttuktan sonra, halkın da durumu ortadayken, Cebel Belediyesinin giriş katındaki çeşit çeşit özel yapımı yemekler, nasıl boğazlarından geçebiliyor?
Cebel camisinde namaz kılarken, saflarında hiç HÖH Partisi yöneticisinin olmadığını nasıl göremezden gelebiliyorlar?
***
Bulgaristan seçimleriyle ilgili BGF veya BRGK Yöneticilerinin bazılarının türlü türlü(!) açıklamaları neye dayanıyor acaba?
Birkaç gün önce kurucusu olduğum Edirne BTF’ nin 10. Kuruluş yıldönümü yemeğindeyiz…Protokol masasında Edirne valisinin yanına, merkezinde neredeyse Türkçe eğitim verilmeyen Kırcaali HÖH Belediye Başkanı oturtulmuş. Merkezinde tek bir çocuğun dahi Türkçe eğitim görmediği İridere HÖH Belediye Başkanı da davet edilmişolacak ki, kendisi ufak bir hediye göndermekle yetinmiş. Yan masalarda ise HÖH Partisinin uydusu güya STÖ örgütleri temsilcileri. Lüleburgaz BAL- GÖÇ Trakya Derneğinin halefi ve selefi yan yana oturuyoruz. Bir ara, “bol bol HÖH temsilcileri davet edilmiş” diyorum, halefim de “ Hürriyet ve Şeref Halk Partisi Genel BaşkanıKorman İsmayilov da davet edilmiş, o da geliyormuş, fakat sınırda X- Ray cihazına takılmış, biraz geç gelecekmiş” diyor.
Ertesi gün bizzat İsmail Kormanov’dan öğreniyorum ki, kendisi Edirne BTF yemeğine hiç davet edilmemiş, Türkiye’ye giriş değil, İstanbul’dan bir ziyaretten döndüğü için Türkiye’den çıkış yapıyormuş.
Edirne BTF Başkanını bu olayı teyit etmek için aradığımda ise, “ Ben Genel Sekreterime söyledim ama o davet etmeyi unutmuş” diyor.
Bu nasıl hafıza ki, HÖH yanlısı STÖ’nün amatör çalgıcılarını dahi davet etmekten unutulmazken, başka bir partinin Genel Başkanını unutabiliyor?
Senelerdir bir kandırmaca almış başını gidiyor, yani, hala Edirne BTF Yönetim Kurulu Üyesi olan halefime de yanlış bilgi verilmiş…
Doğrusu hepimiz senelerdir kandırıldık, Bulgaristan’daki gerçekleri bilmediğimiz için hepimiz birer HÖH militanı gibi çalıştık…
Bırakın sıradan insanları, Türkiye’deki resmi kurumlar da BGF veya BRGK gibi kurumlarca verilen raporlar doğrultusunda yanlış yönlendirildi…
Her Bulgaristan Genel Seçimlerinde, her nedense Bulgaristan Dışişleri Bakanlığımensupları HÖH için seferber oldukları gibi, Türkiye’deki resmi kurumlar da HÖH için seferber oluyorlardı. Umarım bu seçimlerde HÖH yanlısı bir tutum izlenmez, çünkü Bulgaristan’daki Türklerin durumu gerçekten içler acısı...
***
Daha önce Bursa BGF Başkanı, Bulgaristan seçimleriyle ilgili HÖH Partisini desteklediklerini açıklamıştı, fakat birkaç gün önce fikir(!) değiştirerek, “Bulgaristan’da tüm partilere aynı mesafedeyiz” diyor ve “ Korman İsmailov Bursa’ya geldi de bizi ziyaret etmedi” diye de ekliyor.
BAL-GÖÇ Federasyonu Başkanı, “Davetsiz yere davulcuyla zurnacı gider” deyimini bilmez mi?
BRGK yöneticilerinden birisi ise, Bulgaristan’daki Genel Seçimleri, Türkiye iç siyaset malzemesi yapılmasını fırsat biliyor.
Bir de tutturmuşlar “Bölünmeyin! Bölücü olmayın!”diye.
Ne bölünmesi, HÖH sayesinde Hıristiyan-Slav kültürüyle bütünleşiyoruz, bütünleşiyoruz; malum etten köfte, kebap(çe), artı alkollü içki umurumuzda mı dünya?
Sordunuz mu hiç, kaç tane HÖH yöneticisinin veya onun uydu STÖ yöneticilerinin çocukları,hiç Türkçe eğitim almışlar mı?
Sordunuz mu hiç, bırakın namaz dualarını, kaç tane HÖH yöneticisi ve onların çocukları, Fatiha süresini biliyor?
***
Açıkça belirteyim ki, ben oyumu seçim bültenindeki altı numara için kullanacağım, yani Korman İsmailov’un Başkanlığını yaptığı Hürriyet ve Şeref Halk Partisinin katıldığı koalisyona…
Oyumu, beni Sofya’da beş yıldızlı otellerde karşılasınlar, çeşitli anma törenlerinde kürsüye çıkarsınlar da kendimi “Büyük ve Önemli” hissetmem için değil, hiç yoksa Korman, Konya Selçuk Üniversitesinde öğrenim görmüş, kıyısından köşesinden belki Türk kültürüyle tanışmıştır… Belki seneler önce Türk kültüründen çıkmış ve benimsedikleri o kültürde kaşarlaşmış, umutsuz HÖH yöneticilerinden farklı olur…
Bir umut… Belki senelerdir gündeme getirdiğimiz konulara el atar…
Bir umut!
16 yorum:
tebrikler başkanım.çok net görebilmişsiniz gerçekleri.ama ne yazık ki bizim camiyamız göremiyor.hatta höh belediyelerinde bütün vergiler diğer belediyelerden daha yüksek,çünkü o belediyelere Türkiyeden gelen çok.kendimizi kendi oylarımızla kazıklattırıyoruz
Mustafa Mert: Tebrikler ellerine sağlık keşke bu yazıları her insanımız okusa da şu gaflet uykusundan uyanabilse işte o zaman tarih yeniden yazılır ama her bir yanın DS eşkiyaları sarmış dertleri halıkımızı aldatıp sırtından geçinmek.
Eyvallah usta. Toscali bolgesi bir dogru dusunen erkekte yaratmis cok sukur. Normalde 99 % kirmizi komunistlerdir.
Ben de tebrikliyorum,çok doğru ve net yazılı.
Bir umut!
...............rüyasında mısır görür.
EFENDIM SIZLER BIZI BOLUNMEYE PARCALANMAYA DAVET EDIYORSUNUZ YAZIK BOYLE YONETICI OLDUMU BIZIM TURKLERIN HALINE BIZE DUSMAN ILAZIM DEIL ACIK YURREKLEN SOYLEYIN BIZ TURKLER NASIL TOPLUMUZ YAZIK HEPINIZ SATILIKSINIZ
Sayın başkan nedir bukadar seni öfkelendiren
Acaba Enver hatipoğulundan aldığın paralar aklına geldide yine onun tarafına geçerek paranın peşine mi düştün?O kadar kirlisin ki hiç kimseye laf söyleme hakkın yok senin.Sağılığndan dolayı sana daha fazla bir şey demiyorum,ancak kendi pisliğinle etrafa bulaştırmaya çalışırsan her şeyi ayrıntısı ile anlatırım.
Zürfettin Hacıoğlu
İnan senin bu haline üzülmemek elde değil.
Uzun yıllar bu camiada görev almış birisi olarak böyle ısmarlama ,gerçeklerden uzak sözler söylemen hiç hoş değil.
Sana tafsiyem hiç kimsenin imanını sorgulama çünkü seninde ne kadar camiye giden birisi olduğunu iyi bilenlerdenim.Hele hele köfte ve kebapçe olayına hiç girme daha dündü bulgardan özel olarak getirdiğin domuz etlerini bize bile yedirmeye çalışmıştın.Lokal çalıştırordun evinin altında etlerin hepsi bulgardandı,cazı cazır domuz pişiriyordun evinin 1 katında.Evinin duvarlarında hala DOMUZ KOKUSU çıkmamıştır.Beraber çalıştığın ve mensup olduğun camia için bu tir kötü yazılar yazman( tabiki ısmarlama yazılar)aslında senin kendi karakterini ortaya koyuyor.
Durmuş Arda:
Eskiden evimin altında lokal olduğu doğru, ben hayatımda lokal çalıştırmadım, lokali de toplum istediği için dernek adına açtık, benim adıma değil, işletmesini hiç yapmadım, ama lokalde ne pişti onu hiç kontrol etmedim, bu konuda hatalı olabilirim. Ben hatalarımla ve acemiliklerimle yüzleşmekten çekinmem. O zaman dikkatsizliğim yüzünden kötü örnek de olmuş olabilirim. Onun için "Değişim!" derken, bu benim için de geçerli. Aşağıya aktardığım metinde de görüldüğü gibi ben kendimi de aynı kefeye koymuş bulunmaktayım:
"Ne bölünmesi, HÖH sayesinde Hıristiyan-Slav kültürüyle bütünleşiyoruz, bütünleşiyoruz; malum etten köfte, kebap(çe), artı alkollü içki umurumuzda mı dünya?"
Hayatımda hiç ısmarlama yazı yazmadım. Bana ısmarlama yazı yazdıracak adam şerefsizdir. Şerefsizin ısmarladığı yazıları yazan da şerefsizdir. Dernek başkanlığım döneminde de yayınladığım bildirileri ben yazdım, karar defterlerini de dahil her şeyi, - varsa yazım hatalarıyla birlikte - kendim yazdım.
"Mensup olduğum camia için kötü yazılar yazdığım" söyleniyor, fakat şimdiye kadar yazdıklarıma,- yukarıdaki yazı da dahil- hiç bir yalanlama gelmedi.
Sn.Zürfettin Hacıoğlu,
Elinize,ağzınıza,bileğinize,beyninize...sağlık. Helal olsun.Kırcali'deki TÜRK kardeşlerimize yazılarında"KALINTILAR" diyebilene az bile.Sizin daha(yazmaktan çekinip,büyüklüğünüze yakıştıramayarak) yazmayıpta, bildikleriniz de vardır.
Durmuş Efendiye,
Yaa..Durmuş Efendi.Cevabın.Adama koydummu ...oturturlar. Arkasında duramayacağın, boyunu aşan yazılar yazma.Seçmen cahil değil.12 Mayıs'ta hepinizin payını verip,ağzınızı kapatacak.Saygılar.
Durmuş Arda:
Birisi Enver Hatipoğlu'ndan para aldığımı ima etmiş...
Enver'den para aldımsa şerefsiz olayım, Enver'de bana para verdiyse o da şerefsizdir! Benim hastalığım bu konular için bahane olamaz. Benim pisliklerimi açıklamayan namerttir!
Sn.Zürfettin Hacıoğlu,
Elinize,ağzınıza,bileğinize,beyninize...sağlık.
Helal olsun.Benim Kırcali'deki TÜRK kardeşlerime "KALINTIRAR" diyebilen kişiye az bile.Eminim kendisi hakkında daha fazla bilgiye sahipsiniz ama yazmıyorsunuz.Büyük insanlar böyledir.Kontrollü gider.Tebrik ederim.
Durmuş Arda'ya,
Eee....Cevabınız.Adama koydummu...oturturlar.Arkasında duramayacağın,boyunu aşan işlere girişme.Seçmen cahil değil.12 Mayıs'ta cevabı verecek.13'ünde ne yazacağını düşün.Saygılar.
EFENDILER NEYI BOLEMIYORUZ YALNIZ ANLAMIS DEYILIM BIZI YONETELER BU KADAR CAHILMI YOKSA YALNIZ KENDI CEPLERINI DOLDURUP GERI KALAN TURK MILETININ DIL AC BIRAKMAK ZAMANIDA BUNLAR GIBI DEDELERIDE SATMISLAR BIZIM TURKLERI NASIL OLDU YINE BU HAYIN CUCELERIN ELINE KALDI BIZIM TURKLUMUZ NEREDE ATATURKCULER MILETCILER TURKLU KURTARICI MILECILER NE ISI VAR SATILK HAYIINLERIN ARAMIZDA BIRAZ DUSUNELIM KARDESLERIM
Çorludan : Durmuş Arda kendini ak sütten çıkan kaşığa benzetmeye çalışıyor ! Ya Durmuş 2005 yılında Lüleburgazda HÖH için propaganda yapan sen değil miydin ve 2006 değil daha 1999 Kostov zamanında açıklandı bulgar eski ajan dosyaları, hatta Ahmet Doğan için 1992 yılında açıklandı.Sen ozaman başka işler peşindeydin ve höh çülere ,envere yalakalık yapıyordun,şimdi kalkmışsın sanki hiç orada değilmiş gibi yalan üzerine yalan yazmaya...
Bulgaristan Türklerini bu saçma sapan yazılarınızla etkileyemezsiniz,bizim insanımız ne yapacağını sizden öğrenecek değil,Türkiye'yi mahveden AKP'ye bu fırsatı vermeyeceğiz.Asıl bugün bir ve beraber olmaya ihtiyacımız var.Çabalarınız boşuna,emekleriniz ters tepecek,insanlarımızı inadına daha da birleştirecek.
Hayret,
Doğrusu burada yazılanları okuduğum zaman, bir Balkan Muhaciri olduğumdan utanıyorum. 1989 Yılında zorunlu göçe zorlanan Bulgaristan Türkleri, en başta rahmetli Mümin GENÇOĞLU na borçlu olduklarını hiç bir zaman unutmasınlar. Birileri işine gelmediği için unutabilir, lakin tarihin tozlu raflarında çoktan yerini almıştır. İkinci borçlu olduğunuz kişi, ZALİM TODOR JİVKOV dur. Eğer zalim Jivkov Bulgaristan Türklerine hiç dokunmasaydı, bu gün hepiniz kendiliğinden slavlaşıp yok olmuştunuz. Elbette BAL-GÖÇ Sivil Toplum Örgütünü eleştirebilirsiniz, Bulgaristan da sözde Müslüman topluluğunu temsil eden HÖH’de eleştirebilirsiniz. Ancak eleştiri ego-manyası ayrıştırıcı olmaması gerektiğine inanmaktayım.
***
Bal Göç Sivil Toplum Örgütü tarihi bir hata yapmıştır, açık kart göstererek ve HÖH destek vermekle. BAL-GÖÇ sadece HÖH siyasi partisinin STÖ değildir, tüm Bulgaristan da yaşayan Türkleri temsil etmektedir. Siyasi Partiler üstü olmayı bir tarafa itip, sonu belli olmayan karanlık bir çıkmaza girmiştir. Söz konusu karanlık çıkmaz BAL-GÖÇ’ü yüceltmez, aksine küçültür.
***
Kasım Dal gibi siyasetçilerin Hak ve Özgürlükler Hareketinden ayrılması elbette düşündürücü, zira daha da düşündürücüsü, HÖH kurucusu Ahmet Doğan’ın ayrılması ve bırakmasıdır. Bakın 19 Mayıs 2012 Tarihinde, Bulgaristan Cebel ilçesinde HÖH eski Başkanı Ahmet Doğan ne söylemişti:___: Halkımızın refah ve geçim sorunlarını çözemeyen Hak ve Özgürlükler Hareketi /HÖH-DPS/ bundan böyle var olması anlamsızdır… Bu sözler boşuna söylenmedi, anlamsız olduğunun farkına varıldı ve parti Genel Başkanlığından ayrıldı…
***
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az…
Yorum Gönder